Ben ve Biz
Ben ve Biz |
Düşünceyi özgür,duyguları serbest ve aklı hâkim kılalım.Ama bu bireysel otonomluk,dış dünya dediğimiz sosyal çevreden bağımsız olamaz,bunun farkında ve bilincinde de olalım.Nitekim tüm çevreyi kuşatan,yöneten bir yasalar normlar,değerler gerçeği var ve birey aslında bu bağlamda kısıtlı,engelli ve mahpustur…
Birey,içinde doğduğu fiziki ve sosyal çevreyi başlangıcından beri izler,taklit eder,kurgular ve uygular.Bu fenomen her zaman mükemmel işler.Çünkü ilk zamanlar basit ve zorunlu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik bedensel,fiziksel,zihinsel ve duygusal ihtiyaçlar söz konusu iken birey henüz reşit denilen ergenlik halinde bulunmazken,edilgen/pasif bir konumda kendi sosyal kimliğini inşa etmekte ve düşünüm,duygulanım ve davranış kalıpları benimsemektedir.Burada elbette ic dünyasını yaratırken doğuştan gelen farklı kişilik özellikleri,yetileri ve zihinsel becerileri,onun tutum ve motivasyonlarını,karar verme ve kabul etme yargılarını etkiler ama sonuçta bu süreç etkileşimli/etkilenimli bir sonuc doğurur.İşte bu olaya ben “devamlı ve zorunlu okul teorisi” diyorum.Bu okulda ögrencilik statüsü mecburi ve eğitim ve ögretim hayat boyudur.Mezuniyet sözkonusu değildir.Başarı ve basarısızlık vardır ama sınıfta kalmak yok,sadece üstten ders almak yada sınıf atlamak veya üst sınıflardan alt sınıflara gerilemek/düşmek var.Sürekli bir ders ve yapılması gerekli ödevler var.Derslerin bir bölümü zorunlu bir bölümü seçimlik.Teneffüs elbette var ama tatil maalesef yok!İşte böylece sosyal çevre bir sosyal okuldur.Burada yukarıdaki giriş bölümünün ulaşmak istediği yere gelecek olursak,bizler hepimiz farklı olsak da benzer zorunlu derslere muhatap olan ve aynı ödevlerden sorumlu olan ögrencileriz.Ödevler ve okulun kuralları hepimiz için bağlayıcıdır,haklar ve sorumluluklar vardır.
Tabiat/doğa belli yasalar üzerinden işleyen mecburi ama sorumsuz bir alan,yapı/aygıttır.Doğanın her eylemi kusursuz ve zorunludur.Çünkü onun eylemi ve bilinci kendisini yaratan yasalardan oluşur ve bu bağlamda her faaliyeti yasal ve masumdur.Ama bizler doğa değiliz, doğanın içinde ama doğalın dışındayız.Yaratılış şeklimiz farklı ve karar alma dinamiklerimiz değişiktir.Bizim neredeyse sınırsız bir plan,tasarım ve eylem özgürlüğümüz vardır,bu bağlamda tek sınırımız,ahlâk,vicdan ve beşeri yasalardır.Şimdi buradaki en büyük fraksiyon şudur;düşünce ve duygular özgür ama eylemler kısıtlı,bu şekilde insan-tabiattan en belirgin şekilde ayrılmış oluyor.Buna rağmen sınır tanımaz bir hal de davranabilmek yine bizlere mahsustur.
İnsan;bilim,felsefe/metafizik,sanat ve estetik,siyaset ve edebiyat alanlarındaki düşünce ve duygu pratiğinde sorumsuz ve özgür iken,eyleme konu olan her işte maalesef,kısıtlıdır,mahduttur.İşte “ben”‘i “biz”yapan temel kaide de budur.Kişi olarak her birey hepimiz “ben” olma konusunda sınırsız olabilirken(düşünce ve duygu dünyası),biz olma hususunda(eylem dünyası) sınırlıdır…Çogu zaman anlaşamadığımız,uzlaşamadığımız birçok konuda,sorunda “ben”ve “biz” özelinden/üzerinden hareket etmeme durumu vardır…Şimdi artık sınırsızı isteyenler biz olma konusunu tekrar düşünebilirler…
Mestiyar
mükemmel bir yazı…okumayı özlemişim…
Teşekkür ederim..
gerçekten güzel konu ve kaleme alma olmuş, içtenlikle emeğine sağlık diyorum. Zaten kısa süre içinde okuma oranlarıda yükselmiş teşekkürler üstadım.
Rica ederim,teşekkürler..