Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16 °C
Hafif Yağmurlu

LGBT’ye Dair

01.07.2019
464
A+
A-
LGBT’ye Dair

Gay olmak,lezbiyen olmak,biseksüel olmak,transgender olmak,aslında bir hastalık değil hastalıklı bir tercih meselesidir ve insani yada ahlâki değildir!Tedavi de edilmesi yerine önce kınanıp,lanetlenmesi ve bu konuda istenç duyan,eğilim ve yönelim gösteren kişilerin cezalandırılması,toplumdan dışlanması gerekir.Bu durum birilerinin bahsettiği gibi bir gen sorunu yada duygusal bölünmüşlük durumu değil,yanlış eğitim,yanlış yetistirilme, ve de aşırı özgürleşmenin sebep olduğu ve bazı psiko-patolojik nevroz halinin de eşlik ettiği sürecte,o kişinin sosyodinamik durumunda yeni bir biçimde  enkarne olmuş ileri durum sapkınlık halidir.Bununla beraber hastalık sayılan ama hastalık yerine sapkınlık olan tıp literatüründe pedofili olarak geçen,çocuklara karşı cinsel isteklilik hali bir psikanalist-davranısçı yaklaşım çerçevesinde nevrotik bozukluk kapsamında ele alınıyorsa da bunun gibi lgbt ahvali de patolojik bir semptom kapsamında ele alınıp masum karşılanabilmektedir.Aynı zamanda bunlarla beraber ensest iliskilerin,nekrofilinin de bu bağlamla özdeş olarak insana dair ama insanlık dışı oldugunu tartışmaya gerek yoktur.Kimi çevrelerce,lgbt hakları için;aşırı abartılı medeni düşünce ürünü new-age yaklaşımlarla,insan hakları kapsamında degerlendirilip,bireyin psikososyal bir tercih meselesi bağlamında kendi bedensel,duygusal ve zihinsel dünyasını kendi iradesi ile yeniden inşa etme ayrıcalığı/serbestisi sunulması ve bu çercevede yasalara uygunluk olusturularak bireye özgür bir cinsel yaşam deneyimine kavuşma hakkı verilmesi gerektiği savunulmaktadır.Tüm bunlara rağmen rasyonel bakışın duruşu nettir ve iddiası bellidir.Sonuc olarak bireyin topluma katılması,toplumla bütünleşmesi,etkileşime girmesi onu dönüstürmesi ve birlikte değişimi üzerinden basit bir mantıkla hareket edildiginde, gercekte olana ve sosyal bir olguya ulaşmada,dönüşüm-değişim ve gelişim cephesinden bakma gerekliliğine ulaşırız yani insanlık,değişmeli midir,dönüşmeli midir yoksa gelişmeli midir diye sorduğumuzda?Cevabımız elbette nettir ve “gelişmelidir!”..Bu sebeple;aklın,bilimin,ahlakın ve dini inançların perspektifinde  projekte ettiğimiz herşeyde,felsefenin ve metafiziğin yerine daha somut verilere ulaşmamızı sağlayan rasyonelliğin ve tarihsel derinliği olan toplumsal kültürlerin,böylesi bireysel ve toplumsal davranıs sapmalarına asla müsade etmeyeceğini bilmeliyiz!..

indir

Arkadaşlarınızla Paylaşın:
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.