Hidroponik Ve Toprakla Yetiştirilen Çilek
Hidroponik Ve Toprakla Yetiştirilen Çilek
ÖZET
Bu araştırmada, iki farklı tarım yönteminin karşılaştırması yapılarak hangi tarım yönteminin daha hızlı ürün verdiği ve bitkinin sağlık durumu incelenmiştir. Esas alınan konu ise daha hızlı ürün elde etmektir. Seçilen bitki türü çilek olup iki farklı tarım yönteminin çilek üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Araştırma içerisinde hidroponik yöntem ve toprak tarımı üzerinde durulup ayrı olarak torf maddesine dikkat çekilmiştir. Araştırmanın amacı ise her mevsim tarım yapılabileceğine dikkat çekilmek istenmesidir. Çilek kökleri hidroponik ve toprakta olmak üzere iki farklı ortama dikilmektedir. Bu dikim ev ortamında gerçekleştirilmektedir. Gözlem sonrasında oluşan bulgular, tarım yöntemlerinden hidroponik yöntemin daha hızlı olduğu yönündedir. Bu sonuçların elde edilmesinde düzenli olarak ec değerleri ölçülmektedir. Haftalık olarak yapılan gözlemlerin yanı sıra Ankara ili içerisindeki çilek tarımcılarıyla da görüşülmüştür. Tarımı yapılan çileğin hızlı büyümesinde ortam etkisi kadar dikilen çilek türünün önemi de saptanmıştır. İncelemeler sonunda ortaya çıkan bulguların çilek tarımı yapacak olan kişilere faydalı olması amaçlanmıştır.
Anahtar sözcükler: Hidroponik, Topraklı Tarım, Çilek, Torf
1.Giriş
Yiyecek kültürünün gelişmesiyle birlikte mevsimsel ürün mantığı ortadan kalkmıştır. Üretilen ürünlere her zaman ulaşma gereksinimi gün geçtikçe artmaktadır. İnsan nüfusunun artışı ve üretilen ürünlerin sadece yiyecek sektöründe değil birçok sektörde kullanılmasından kaynaklı üretim yavaş ve yetersiz kalmaktadır. Günümüzde bu tür sorunların çözülmesi adına birçok tarım yöntemi geliştirilmektedir. Tarım yöntemleri geliştirilirken en çok dikkat edilen husus bu yöntemlerin maliyeti ve bitkide oluşan hasarları en alt seviyeye çekmektir.
Araştırma içerisinde iki farklı yöntemin karşılaştırması yer almaktadır. Eski ve yeni tarım yöntemlerinin bitki üzerindeki etkisi olarak da tanımlanabilmektedir. Hidroponik yöntemin bitki üzerindeki etkilerinin daha sağlıklı olduğu savunulmaktadır. Bu savunma topraklı tarıma karşı yapılmaktadır. Bu iki tarım yöntemi ile çilek yetiştirilmiştir. Bu iki yöntemi karşılaştırırken çilek bitkisinin seçilme sebebi ise gözleme daha uygun olmasıdır. Aynı zamanda iki farklı yöntemde yetiştirilmeye uygun olup olmadığına bakılarak bitki seçimi yapılmaktadır. Tüm bitki türleri her yöntemde yetiştirilmeye uygun olmayabilir. Araştırma içerisinde Her türlü bitkinin her yöntemde yetiştirilip yetiştirilemeyeceğine de dikkat çekilmiştir. Yöntemde kullanılan çilek türü araştırılarak ve farklı makaleler incelenerek seçilmiştir. Karşılaştırma yönteminin bulguları net bir şekilde ifade edilmesi adına haftalık raporlar tutulmuş ve görseller ile desteklenmiştir. Araştırmayı sağlıklı yürütebilmek adına hem topraklı tarım yapan hem de hidroponik yöntem uygulayan tarımcılarla yüz yüze görüşülüp bilgiler alınmıştır. Alınan bilgiler doğrultusunda bitki yetiştirme süreci sağlıklı olarak yürütülmüştür. Bu araştırma günümüz ve gelecekteki tarım hayatı adına oldukça önem taşımaktadır.
Araştırmanın asıl amacı bitki üzerinde oluşan toprak kaynaklı hastalıkları önleyerek her mevsim ürün elde etmektir. Elde edilen ürünlerin hızlı ve en üst verimle hasat edilmesi amaçlanmaktadır. Günümüzde tarımsal malzemelerin fiyatlarındaki maddi artış sebebiyle üretimin kesilmesi değil az maliyetle çok ürün yetiştirme hedeflenmektedir. Araştırma, tarımın yapılması için geniş tarım alanlarına ve iklim koşullarına ihtiyaç duyulması fikrinin ortadan kalmasına sebep olmaktadır. Bunun sebebi alternatif tarım yöntemleriyle birlikte her ortamda gerekli ekipmanlar ile tarım yapılabileceğini savunmasıdır. Bu araştırma sayesinde daha gelişmiş sistemlerin var olduğunun önemi vurgulanmaktadır. Aynı zamanda alternatif tarım yöntemleri bilgi ve birikim istemesinden kaynaklı yeni iş kollarının açılmasına da olanak sağlamaktadır.
2. Kavramsal Çerçeve
2.1 Hidroponik Yöntem
Topraksız bitki yetiştirme yöntemi olarak adlandırılmaktadır. ‘’Hidroponik sistemler topraksız tarımda kullanılan ilk terim olarak karşımıza çıkmaktadır’’ (Okur, 2015). Bu yöntemde toprak yerine su kullanılmaktadır. Yetiştirilen bitkiler gerekli mineralleri besin solüsyonu sayesinde direkt bünyelerine almaktadırlar. Bitkiler gerekli ortamlara dikildikten sonra kökler su içerinde kalacak şekilde bir sisteme yerleştirilmektedir.
Hidroponik yöntemde bitki kökünde büyüme görülmemektedir. Bunun sebebi yetiştirilecek bitki türü kök bakımından büyüme durumuna göre seçilmelidir. Yapı olarak aşırı kök salmayan bitkiler seçildiği takdirde kökler aşırı uzayarak bir birlerine karışmamaktadırlar ve topraklı tarımdaki gibi kök gelişimi durumundan dolayı devamlı olarak bulunan ortamı değiştirme veya büyütme ihtiyacı oluşmamaktadır. Bu sayede bitki, kök gelişimine harcayacağı enerjiyi büyümeye harcamaktadır. ‘’Aynı zamanda besin solüsyonunu direkt bünyesine katmasıyla birlikte ve suda yetiştiğinden kaynaklı optimum nem ve besin değerlerine sahip olmaktadır.’’ (Anonim, 2021). Bu durum bitkinin olabileceği en hızlı büyümeye olanak sağlamaktadır.
Hidroponik sistemde toprak kullanılmadığından dolayı toprak kaynaklı oluşabilecek zararlı hastalık riski olmadan yetişmektedir. Aynı zamanda iklim koşuluyla birlikte bitki üzerine taşınan toprak ve tozlar bu yöntemde görülmemektedir. Toprakta bulunan ve bitkiyi tehdit eden sayısız organizma bulunmaktadır. Bu canlılarla mücadele etmek için kimyasal maddelere başvurulmaktadır. Hidroponik yöntem bu riskleri bünyesinden uzak tutarak hem riskleri azaltır hem de kimyasal kullanımın önüne geçmektedir. Aynı zamanda sinek veya böceklenme durumu bu sistemde minimum seviyede gözlemlenmektedir. Hidroponik sistem ile kapalı bir ortamda 4 mevsim üretim yapılabilmektedir. Gerekli ortam ve kontroller sağlandığı takdirde kısa süre içerisinde her mevsim ürün hasat edilmektedir. Bu tarımı yapabilmek için yeterli seviyede bilgi ve birikim gerekmektedir. Buna karşın yoğun iş gücü gerektirmemektedir. Hidroponik tarımda kullanılan besin solüsyonları organik olarak seçildiği takdirde üretilen ürün tamamen organik olmaktadır. Aynı zamanda bitki büyürken zorlu koşullara maruz kalmadığı ve stresli bir ortamda büyümediğinden dolayı meyve tadında olumlu yönden gelişmeler olmaktadır. Ayrıca stres altında büyüyen bitkilerde şekil bozukluğu, geç olgunlaşma ve kayıplar meydana gelirken bu yöntem ile bu riskler minimum seviyeye taşınmaktadır. Hidroponik yöntem iki farklı şekilde yapılabilmektedir. Bunlar;
Agregat Sistem
Bu sistemde yetiştirme ortamı su değildir. ‘’ Bu yöntemde bitkiler; torba, saksı, viol ve benzer biçimlerde, kaplara doldurulan organik veya inorganik yapılı substratlara ekilerek veya dikilerek yerleştirilir’’ (Bingöl, 2019, s. 9). Bu yardımcı maddelerin görevi besin maddelerini bitki köklerine iletmektedir. Aynı zamanda bu durum bitkinin pozisyonunu korumasında yardımcı olmaktadır. Bazı bitki türleri derin su kültüründe çürümeye sebep olurken agregat sistemde böyle bir durum oluşmamaktadır. Bu sistemde su damlama yöntemiyle verilmektedir ve oksijen suyun içerisinde hava pompasıyla sağlanmaktadır. Agregat sistemin kapalı bir ortamda yapılması daha uygun olup bu sistemi yeterli seviyede ışıklandırmak gerekmektedir. Bitkilerin fotosentez yapması için bu sistemde yapay ışıklandırma kullanılmaktadır. Devamlı olarak ışıklanmanın olduğu ortamda bitkilerde daha hızlı büyüme görülmektedir.
Derin Su Kültürü
Hidroponik sistemler arasındaki en kolay yetiştirme ortamı sağlanan sistem olarak bilinmektedir. ‘’Bitki kökleri doğrudan suyun içerisine yerleştirilmektedir’’ (Megep, 2008). Bu sayede yardımcı madde gereksinimi duymadan besin maddeleri direkt köklere ulaşmaktadır. Besin maddelerinin nüfuz etmesi ve oksijenin sağlanması adına hava pompası kullanılmaktadır. Bitkiler bir strafor üzerine veya sünger içerisine dikilerek suyun üzerine yerleştirilebilmektedirler. Bu sayede bitki üstleri sudan korunarak sağlıklı bir büyüme gerçekleşecektir. Bitkinin ihtiyacı olan ışık kaynağı yapay bir şekilde sağlanabileceği gibi doğal ışık kaynağından da yararlanılabilmektedir.
2.1.1. Yöntemin Kurulumunda Kullanılan Malzemeler
Hidroponik yöntem kurulumunda harcanan maddiyatlar sistemin kurulum amacına göre değişmektedir. Ne kadar üretim yapılacağı, ne için üretim yapılacağı veya nerede yapılacağı gibi soruların cevaplarına göre sistem maliyeti ve kullanılan malzemeler değişmektedir. Temel olarak bulunması gereken malzemeler: Yetiştirilecek ortam, besin solüsyonu, ışıklandırma, hava pompası ve organik ya da inorganik madde (agregat sistem kullanılıyor ise). Büyük üretimler için kurulan sistemlerin maliyeti yüksek olabilmektedir. Fakat bu maliyet yalnızca sistemin kurulumunda verilmektedir. Yıl boyunca topraklı tarım gibi sulama gerektirmediğinden ve devamlı aynı su kullanıldığından büyük oranda tasarruf sağlamaktadır.
Bitkinin dikiminin yapılacağı organik ve inorganik madde çok önemlidir. Katı ortamın kurulumunda en sık kullanılan madde strafordur. Bu inorganik madde bitkinin su üzerinde sabit kalmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda straforla birlikte torf, perlit ve çakıl gibi organik maddelerde birlikte kullanılabilmektedir. ‘’Aynı zamanda sulamalar arasında bitkinin su gereksinimlerini karşılayabilecek ölçüde su tutma kapasitesine de sahip olmalıdır’’ (Pınar, 2015). Organik ortamın sağlanması için ise birçok madde bulunmaktadır. Gerekli araştırma ve deneyler sonucunda kokopitin en üst seviyede fayda sağladığı görülmektedir. Kokopit- torf karışımı en sık kullanılan ortamdır.
2.1.2. Hidroponik Yöntemde Ortamın Etkisi
Hidroponik yöntemin en önemli özelliği her türlü ortamda gerekli ekipmanlar ile yapılabiliyor olmasıdır. Boyut fark etmeksizin ihtiyaç olunan tek ortam tarım yapılan alanın kapalı olmasıdır. Bu tarımda esas alınan bitkinin stresten uzak rahat bir ortamda yetişmesidir. Yetiştirilmesi gereken ortam LED ışıklar ile aydınlatılmalıdır. Yapılan araştırmalar sonucunda LED ışık ile büyüyen bitki ve gün ışığı ile büyüyen bitki arasında bir fark olmadığıdır. Bundan kaynaklı olarak kapalı ortamda LED ışık ile tarım yapmak ısı kontrolünü de kolaylaştırmaktadır. Aynı zamanda sağlanan bu koşulun bitkinin hızlı büyümesinde büyük ölçüde etkisi olmaktadır. Devamlı fotosentez sonucunda bitki yapraklarının normalden daha büyük şekilde gelişim gösterdiği saptanmıştır. Büyük tarım uygulamalarında bu LED sistemlerinin kurulumu maliyetli olabilmektedir. Bunun yanı sıra kurulan sistem uzun ömürlü olmaktadır. Bitkilerin yetiştirileceği ortam kurulurken belli noktalarda ph ve ec ölçme aletlerinin de bulunması gerekmektedir. Hidroponik tarımda bu değerler çok önemlidir. Kullanılan suyun değerine göre besin solüsyonu ve ph düzenleyici solüsyon verilmelidir. Her bitki için gereken ec ve ph ortamı değişmektedir. Bitkinin ihtiyacı olan değerler devamlı kontrol edilir ve düzenli periyodda kaldığı takdirde bitkide hızlı ve sağlıklı büyüme gözlemlenmektedir.
2.1.3 Hidroponik Yöntem İle Yetiştirilebilen Bazı Bitki Türleri
‘’Hidroponik yöntem ile her türlü bitki yetiştirilebilmektedir’’ (Hortiturkey, 2020). Fakat her bitki bu yöntemle birlikte sağlıklı büyüme ve olgunlaşma evresine ulaşamamaktadır. Yöntem de yetiştirilmesi için seçilen bitkinin büyük boyutlara ulaşmaması gerekmektedir. Sistem kurulumunda bitkinin yetişeceği alan bellidir ve bu sisteme zarar vermemesi gerekmektedir. Bu yüzden ağaç veya çok fazla kök salan bitkiler bu sisteme uygun olmamaktadır. ‘’Aynı zamanda seçilen bitkinin hasat zamanlarının uzun olmamasına dikkat edilmektedir.’’ (Kafa, 2021). Hidroponik yöntemde yetiştirilen bitkinin ürün vermesi birkaç sene beklenmemelidir. Aynı yıl içerisinde ürün veren bitkiler seçilmelidir. Her sistemde olduğu gibi hidroponik yetiştiricilik sırasında da teknik arızalar oluşabilmektedir ve bu koşullara karşı dayanıklı bitkiler seçilmelidir.
2.1.3.1. Marul
Ticari bazda marulun yetiştirilme oranı fazladır. Suda yetiştirmeye uygun olan bitkiler arasındadır. Hızlı büyüme gözlemlenirken, aşırı kök gelişimi gözlemlenmemektedir
2.1.3.2. Biber
Biberin büyüme süresi diğer bitkilere oranda daha uzun sürededir. Fakat yeterli ışıklandırma sistemi kurulduğunda kapalı ortamda yetiştirilmeye uygundur.
2.1.3.3. Domates
Domates yetiştiriciliği yaparken ışıklandırmaya dikkat edilmelidir. Doğal ışık kaynağının olduğu alana sistem kurulamıyorsa yapay ışıklandırmalarla destek verilmelidir. Domates türlerinde birçoğu doğru ışıklandırma ile yetiştirilmektedir. Hızlı büyüme ve yüksek verim elde edilmektedir.
2.1.3.4. Salatalık
Yetiştiriciliğinde geniş alanlara ve bol ışık kaynağına ihtiyaç duymaktadır. İhtiyacı olan sıcaklık değeri ayarlandığı takdirde çok hızlı bir büyüme görülmektedir.
2.1.3.5. Nane
Fiziksel boyut olarak aşığı büyüme durumu olmadığından sistem için ideal bir bitkidir. Aşırı ışık ihtiyacı istemediğinden ve çok kolay yetiştiğinden dolayı her ortamda kolaylıkla tarımı yapılabilmektedir.
2.1.3.6. Ispanak
Fazla ışık gereksinimi duymamaktır. Her mevsim düzenli olarak ürün elde edilmektedir.
2.1.3.7. Fasülye
Kuru ve yeşil fasulye rahatlıkla bu sistem ile üretilebilmektedir. Çimlenme süresinin çok kısa olduğu bu bitkinin tarımında hızlı büyüme ve yüksek verim görülmektedir. Su içerinde değil katı ortamın ihtiyaç duyulduğu hidroponik yöntem ile yetiştirilmelidir.
2.1.4. Hidroponik Yöntemin Bitki Üzerindeki Etkisi
Bitkilerin sağlıklı ve sorunsuz büyüyebilmesi için bulunduğu ortam çok önemlidir. İklim koşulları, hava sıcaklığı ve bulunduğu ortamın koşulları gibi birçok etken bitki gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Hidroponik yöntem bitkinin stresten uzak, rahat bir şekilde büyümesine olanak sağlamaktadır. Bitkinin ihtiyaç duygusu sıcaklık bitkiye özel ayarlanmaktadır. Kapalı ortamda yetiştiriciliği yapıldığından iklimsel kaynaklı zorlu koşullarından etkilenmemektedir. İhtiyaç duyduğu ışık kaynağı yaklaşık 18 saat boyunca yapay olarak karşılanmaktadır.
Hidroponik yöntem ile yetiştirilen bitkiler gözlemlendiğinde bitki köklerinin aşırı büyümediği saptanmıştır. Bu yöntem ile yetiştirilen bitkilerin gövde kısımları daha uzundur. Kök gelişimi için harcayacağı tüm enerjiyi kendini büyütmek için kullanmaktadır. Bitki stresten uzak bir şekilde büyüdüğünden kaynaklı tahribat oranları oldukça azdır. Her bitki ihtiyacı olan besini direkt bünyesine almaktadır ve sadece büyümeye odaklanmaktadır. Bitki zararlı haşerelere maruz kalmadığından dolayı yaprakları sağlıklı ve canlıdır. Devamlı olarak yeni tomurcuklar vermektedir.
2.1.5 Hidroponik Sistemin Topraklı Tarıma Karşı Avantajları
Hidroponik yöntemde bitki yetiştirmek için belirli bir mevsim beklemek gerekmemektedir. Topraklı tarımda iklimin getirilerinden olan sıcaklık ve hava koşullarına bağlı tarım yapılırken, hidroponik yöntemde tamamen yapay olarak bu koşullar isteğe bağlı şekilde ayarlanmaktadır. Bu sayede topraklı tarıma nazaran %30-%50 daha hızlı büyüme elde edilmektedir.
Topraklı bir tarım yapılırken muhakkak belirli bir alana ve verimli topraklara ihtiyaç duyulmaktadır. Hidroponik yöntemin en büyük avantajlarından biri belirli bir ortama ihtiyaç duymamasıdır. Kayalık alanlıklarda dahi sistem kurulduğu takdirde bu tarım yöntemi uygulanabilmektedir. Toprak kaynaklı bir sürü hastalık ve zararlı organizma bulunmaktadır. Bu zararlı organizmaları bitkiden uzak tutmak için bazı kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Buna karşın yine de bitkide kayıplar gözlemlenmektedir. Hidroponik yöntemde bu tür organizmaların tehdidi söz konusu değildir. Bu yüzden pestisit kullanımına gerek duyulmamaktadır. Aynı zamanda yabani otların üremesi de mümkün olmamaktadır. Bitkilerin büyümesinde bir standart gözlemlenmektedir. Besin solüsyonunu eşit miktarda aldıklarından ve aynı koşullara maruz kaldıklarından eşit bir şekilde büyümektedirler. Topraklı tarımda bu söz konusu değildir. Bundan kaynaklı olarak ürünlerin hasadı aynı zamanda yapılabilmektedir. Organik besin solüsyonu kullanıldığı takdirde, tarım sırasında hiçbir kimyasal madde bitkiyle temas etmemektedir. Üretilen ürün tamamen organiktir.
Günümüzde bu tarım uygulamalarının tercih edilmesinde ki büyük sebeplerden biri de büyük ölçüde su tasarrufu ettirmesidir. ‘’Örneğin yoğun tarım yöntemlerini kullanarak 1 kilogram (2.2 lb) domates yetiştirmek için 400 litre (88 imp gal; 110 ABD galonu) su gerekir; hidroponik yöntem kullanarak 70 litre (15 imp gal; 18 US gal)’’ (Eşkin, 2020). Bu yöntemde kullanılan su devir daim yapılarak kullanılmaktadır. Derin su kültüründe yetiştiriliyor ise suyun değişmesi gerekmez veya uzun kullanımlar sonrası değiştirilmektedir. Aynı zamanda toprak ekiminde bitkilerin belirli aralıklarla dikilmesi gerekmekte ve geniş tarım alanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Hidroponik yöntemde bitki kökleri bir birine karışmadığından bu mesafeye ihtiyaç duyulmamaktadır. Bundan kaynaklı çok küçük alanlarda dahi çok fazla ürün elde edilmektedir.
2.1.6. Su Kaynaklı Patojenler
‘’Köklerde enfeksiyon gerçekleştiren birçok virüs etmeni hidroponik sistemde sirküler olarak kullanılan çeşitli besin solüsyonları ile taşınabilmektedir’’ (Jenkins ve Averre, 1983). Toprak kaynaklı zararlı patojenler kadar fazla olmasa da su içerisine taşınmış patojenlerde oldukça risk taşımaktadır. Topraksız tarım 17. yy’ a kadar dayanan bir yöntemdir. O dönemlerde su kaynaklı hastalıklar üzerinde durulmamıştır ve bu konuda yapılan çalışmalar sınırlı kalmıştır. Buna nazaran yapılan bir araştırmada; ‘’Macaristan’da yapılan bir çalışmada çevreden alınan 47 su örneğinde 26 bitki virüsünün varlığı tespit edilmiştir’’ (Horvath ve ark., 1999). Çevre sularında bulunan bitki virüsleri hem su kirliliğine sebep olurken hem de tarım alanlarına zarar vermektedir. Bundan kaynaklı olarak hidroponik tarımda kullanılacak su üzerinde doğru kontroller yapılmalıdır. Kontroller eksik veya yanlış yapıldığı takdirde bitki üzerinde ve ürün bazlı olarak kayıplar oluşmaktadır.
Hidroponik yöntemde bu bitki virüsleri besin solüsyonuyla birlikte taşınmaktadırlar. Topraksız kültürde kullanılan besin solüsyonları ile Tomato mosaic virus (ToMV), Cucumber green mottle mosaic virus (CGMMV), Tobacco necrosis virus (TNV) ve Lettuce big vein virus (LBVV)’ün taşınabildiği rapor edilmiştir (Paludan, 1985; Pares ve ark., 1992; Runia W.Th., 1995; Park ve ark., 1999). Bir çalışmada besin solüsyonunda ToMV tespit edilmiştir. Bu virüs besin solüsyonun da 6 ay kadar enfeksiyon yeteneğini kaybetmeden kalabilmiştir. Virüsün temas ettiği bitkilerde 10 gün içerisinde belirtiler gözlemlenmiştir. Aynı zamanda bu enfeksiyona bağlı olarak sadece tek bir bitki kaynaklı olarak dahi salgına sebep olabileceği belirtilmiştir. Bu tür bitki virüslerinin tespitini yapmak adına birçok metotlar geliştirilmiştir. Son yıllarda, Çevre sularında düşük konsantrasyon bulunan bazı bitki virüslerin tespiti amacıyla spesifik real-time PCR metodu kullanılabilmektedir. ‘’RT real-time PCR birçok bitki virüsünün tespitinde kullanılmakla birlikte, sulama suyu ile taşınabilen ToMV’nin su örneklerinde tespitinde de başarılı bir şekilde kullanılabilmektedir’’ (Boben ve ark., 2007). Bu virüsler sadece besin solüsyonundan değil aynı zamanda bitki fidesinde de bulunabilmektedir.
Virüslere karşı alınması gereken bazı tedbirler bulunmaktadır. Tarımı yapılacak olan fide öncelikle sağlıklı seçilmelidir. Gerekli testler yapıldığında bir virüs tespit ediliyorsa bu virüs enfeksiyon seviyesine ulaşmadan besin solüsyonu değiştirilmelidir. Bunlara ek olarak bir arıtma işlemi olan yavaş kum filtrasyonu uygulaması yapılabilmektedir.
2.1.7. Hidroponik Yöntemin Çilek Üzerindeki Etkisi
Topraksız tarımda başarının en yüksek olduğu bitkilerden biri çilektir. Çilek bitkisi zorlu koşullara karşı dirençlidir. Aşırı kök salan bir bitki olmamakla birlikte gövde devamlı büyümektedir. Hidroponik yöntem sayesinde daha hızlı büyümekte ve meyve vermektedir. ‘’İyi bir üretim periyodunun planlanması ile 8-10 ay boyunca devamlı ürün sağlanabilmektedir’’ (Demirsoy, Mısır, Adak, 2017, s. 73). Hidroponik yöntem ile yetiştirilen çilek tadının daha aromatik olduğu saptanmıştır. Şekil itibariyle daha muntazam ve renk olarak açık pembe-kırmızı bir renk olduğu gözlemlenmiştir.
2.2. TOPRAKLI TARIM
Bitkinin yetişme ortamının toprağa bağlı olduğu tarım uygulamasıdır. Tarımın günümüzde birçok kolu bulunmaktadır. Türkiye’nin coğrafik konumu tarıma oldukça elverişlidir. Bu sebepten ötürü birçok tarım metodu geliştirilmektedir. Nüfusun artmasıyla birlikte tarımsal gıdalara olan talep yeni tarım metotlarının doğmasına sebep olmaktadır.
Tarımın yapılacağı toprağın belirlenmesi oldukça önem arz etmektedir. ‘’Toprak verimliliği; toprağın temel bitki besinlerini bitki gelişmesini sürdürmeye yeterli miktar ve uygun oranlarda sağlama kabiliyetidir’’ (Özçelik, 2016, s.24). Toprak içerisinde bulunan besinler ve yardımcı besinler ile bitki gerekli mineralleri bünyesine almaktadır. Toprak ve yapısı oldukça dikkatli seçilmelidir. Kalitesiz toprakta yetişen bitkinin veriminde olumsuz sonuçlar gözlemlenmektedir. ‘’Toprak üstündeki ölü bitkiler veya kuru yapraklar fosilleşip bir gübre görevi görmektedir ve toprağın zenginleşerek nem tutması sağlanmaktadır. Bu sayede toprağın verimliliğini arttırmaktadır’’ (Anonim, 2021). Toprağın dokusu da bitki sulamada ve oksijen ihtiyacını karşılamada önemlidir. Gevşek yapılı topraklarda su derinlere hemen ineceğinden bitkinin ihtiyacı olan su yeterli karşılanmamaktadır. Sık dokulu topraklarda ise su ve oksijen dolaşımı olmamaktadır. Karışık yapılı süngerimsi toprak tarım için en ideal toprak yapısını oluşturmaktadır. Buna karşın her bitkinin isteyeceği toprak yapısı da farklılık gösterebilmektedir. Her toprak türü her bitki için ideal olmak zorunda değildir. Bitkinin yetiştiği bölge, iklim ve ihtiyaçları toprak yapısını belirlemektedir. Toprak özelliklerini iklim şartları, bitki örtüsü, ana kaya etkilemektedir. Bu etkileşimler sonucunda toprak türleri ortaya çıkmışlardır.
Bunun yanı sıra ‘’Tarım topraklarının verimliliğini belirleyen başlıca unsurlar olarak bünye, ph(asitlik), tuzluluk (%tuz), organik madde kapsamı (%), kireç durumu (%CaCO3), potasyum ve fosfor gibi besin maddelerini sayılabilmektedir’’ (Süzer, 2014). Bitki ihtiyacı olan toprak içerisinde ekili değil ise bitkiden verim alınamamaktadır. 7 farklı çeşitte toprak vardır.
2.2.1. Toprak Türleri
2.2.1.1. Killi Toprak
Su tutma kapasitesi yüksek olan toprak türlerinden biridir. Bataklık ve sazlıklarda bulunan bu toprak türünün yarısından fazlası kildir. Kırmızı renkte olan toprağın besin değeri oldukça yüksektir. ‘’Kurak zamanlarda toprak katı bir hal almaktadır’’ (Anonim, 2012). Nemi seven bitkiler bu toprakta yetiştirilmektedir. Bu bitkiler;
- Ahududu
- Nar
- Badem
- Şeftali
- Susam
2.2.1.2. Torf
Organik bir topraktır. Bataklık ve göl kenarındaki bitkilerin su altında kalarak çürümesi sonucunda oluşmaktadır. Besin değeri zayıf olan bu toprak türüne besin takviyesi dışardan verilmektedir. Süs bitkisi ve fidan yetiştirmeye uygun toprak türlerinden biridir. Hafif yapılı ve su tutma kapasitesi oldukça fazladır. En önemli özelliklerinden biri içerisinde hastalık barındırmamasıdır. Aynı zamanda asidik bir toprak özelliği taşımaktadır. PH değeri 5,5-6,5’dir.
2.2.1.3. Komposto Toprak
1-2 yıl dinlendikten sonra kullanılması gerekmektedir. Canlı organizmaların toprağa karışarak çürümesi sonucunda mineralize olmalarıyla bu topraklar oluşur. Besin değeri oldukça yüksek olan topraklardandır. Farklı toprak türleri ile karıştırılarak kullanılmaya uygundur.
2.2.1.4. Kireçli Toprak
Kalkerli kayaçların ufalanarak oluşturduğu topraklardır. ‘’İçerisinde kil, kum, kireç ve humus içermektedir’’ (Anonim, 2007). Açık renkli bir topraktır. Su geçirme özelliği oldukça düşüktür bu yüzden toprağın işlenmesi zordur.
- Buğday
- Kayısı
- Ceviz
- Tütün
- Zambak
2.2.1.5. Tınlı Toprak
‘’Yarıdan fazlası kum ve %30-50 arasında kilden meydana gelmektedir’’ (Anonim, 2007). Mineral bakımından zengin ve bahçe bitkileri yetiştirmek için uygundur. Drenaj ve nem tutma konusunda başarılıdır. Bu nedenle tarımda kullanılan ideal topraklardandır.
- Arpa
- Bakla
- Çilek
- Çeltik
2.2.1.6. Kumlu Toprak
Asit oranı yüksek ve besin değeri çok düşük olan topraklardandır. İşlenmesinin kolay olmasının yanı sıra su tutma kapasitesi oldukça düşüktür. Sıcak ve kurak bölgelerde bulunmaktadır. Ani değişen hava koşullarıyla birlikte çabuk ısınan ve çabuk soğuyan topraklardandır.
- Turp
- Kereviz
- Çam
- Eğrelti otu
- Ayçiçeği
2.2.2. Topraklı Tarımda Kullanılan Metotlar
‘’Türkiye iklim koşulları nedeni ile tarıma elverişli olduğu için çeşitli tarımcılık faaliyetleri gerçekleşmektedir’’ (Anonim, 2021). 6 farklı tarım metodu ile yetiştiricilik yapılabilmektedir. Tarım metotlarının ortaya çıkma sebebi bulunan iklim koşulları ve kullanılan arazinin boyutlarından kaynaklanmaktadır. Bu tarım metotlarını seçerken bulunan coğrafi konum, iklim koşulları, toprak tipi ve yetiştiriciliği yapılacak bitkinin türü göz önünde bulundurulmalıdır. Aynı zamanda tarımın ne amaç ile yapıldığı da önemli olmaktadır. Ticari bazda yapılan tarım ise ticaretin en denli büyük olduğu belirlenmeli ve ticareti yapılacak ürününde özellikleri göz önüne alınarak bir metot seçilmelidir.
2.2.2.1. İntansif Tarım Metodu
‘’Yoğun tarım olarak da bilinen intansif tarım büyük emek ve sermaya gerektiren yetiştirme yöntemidir’’ (Gülüş, 2021). Genellikle gelişmiş ülkelerde tercih edilmektedir. Bu metot insan yoğunluğunun fazla olduğu ve tarım alanlarının daha az olduğu bölgelerde yapılmaktadır. Makine kullanımın fazla olduğu bir yöntemdir. Makine kullanımı sayesinde insan gücüne olan ihtiyaç ortadan kalkmaktadır. ‘’Yoğun tarımda modern tarımın tüm yöntemleri uygulanarak en yüksek verim alma hedeflenir’’ (Gülüş, 2021). Doğal koşulların etkisini olabildiğince azaltmaya çalışan bu yöntemde yıldan yıla değişen dalgalanmalar oldukça azdır. Tarımı yapılan ürün kaliteli seçilmektedir. Aynı zamanda devamlı olarak ilaçlamalar ve kaliteli gübre kullanılmaktadır. Gübrenin organik olması oldukça önemlidir. Tarımı yapılan ürünlerin çoğunluğu dış pazarda satılmaktadır
2.2.2.2. Ekstansif Tarım Metodu
Makine kullanımının az olduğu ekstansif tarım yöntemi insan ve hayvan gücüne ihtiyaç duymaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde tercih edilen bir yöntem olmasının yanı sıra insan nüfusunun az, tarım alanlarını fazla olduğu bölgelerde tercih edilmektedir. İklim koşullarına müdahale edilmediğinden kaynaklı üretimde dalgalanmalar olabilmektedir. ‘’Bu yöntemde ilaçlama, gübreleme, sulama ile kaliteli tohum uygulaması yapılmadığından birim alandan alınan verim oldukça düşüktür’’ (Anonim, 2021).
Şekil 4. Ekstansif Tarım
2.2.2.3. Nadas Tarım Metodu
İklimin kurak ve sulamanın yetersiz olduğu arazilerde yapılan tarım uygulamasıdır. Toprak su ve mineral bakımından fakir olduğundan bir yıl boş bırakılarak tarım yapılmaktadır. Bir yıl boş bırakılan arazi bünyesinde mineral depolamaktadır. Uzun süreli ve uğraş gerektiren bir yöntemdir. Sulamanın yetersiz olduğu ve tamamen doğal koşullar hakim olduğu için bu yöntemden alınan verim oldukça düşük olmaktadır.
2.2.2.4. Plantasyon Tarım Metodu
Tropikal kuşakta ticari ve sanayi amaçla büyük ölçekte yapılan bir tarım metodudur. Kakao, kahve ve muz gibi ürünlerin yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu yöntemde fazla ürün yetiştirilmemektedir.
2.2.2.5. Sera Tarım Metodu
Bu yöntem ile iklim koşullarına bağlı kalmadan tüm sene boyunda yetiştiricilik yapılabilmektedir. Bu tarım yapılırken intansif tarım yönteminden yararlanılmaktadır. Doğal koşulların etkileri tamamen kontrol altına alınmaktadır. Bitkileri soğuktan korumak adına ve ışığı geçiren materyallerden yapılmış malzemelerle kapatarak yetiştiricilik yapılmaktadır.
2.2.3. Gübreleme
Bitkinin gelişimi ve hızlı büyümesi için bitki, bazı mineral ve maddelere ihtiyaç duymaktadır. Bu minerallerden azot, potasyum, nitrat ve fosfor tarım topraklarında yeterli düzeyde bulunmamaktadır. Aynı zamanda ‘’Bitkiler için mutlaka gerekli olan elementler karbon, hidrojen ve oksijen ile birlikte makro ve bazı mikro elementlerdir. Bitkiler tarafından karbon havadan, hidrojen sudan, oksijen ise su ve havadan alınmaktadır’’ (Aras ve Uygun, 2017, s.19). Bitkinin ihtiyacı olan mineraller gübreleme yapılarak karşılanmaktadır. Fakat gübrelemenin işe yaraması ve bitkinin sorunsun büyümesi için doğru zamanda ve doğru teknikte yapılması gerekmektedir.
İki şekilde gübreleme yapılabilmektedir. Bunlardan serpme usulü olan gübreleme şekli ekimden önce toprağa serpilerek yapılmaktadır. Bir başka serpme usulü ise gübrenin ekimden hemen önce serpilmesi ve ekimi yapılan tohumla birlikte toprakla karıştırılmasıdır. Gübreleme sadece ekimden önce değil bitki büyüme sırasında da verilebilmektedir. Bu durum tamamen bitkinin duyduğu gereksinimlere göre karşılanmaktadır. Yalnızca fosforlu gübreler ekimden sonra bu yöntemde kullanılmamalıdır. Büyümekte olan bitkiye fosforlu gübre takviyesi yapıldığında bitki bu gübreden faydalanamamaktadır. Fosforlu gübrelerin ekimden önce toprağa gömülmesi gerekmektedir. Bir diğer gübreleme yöntemi ise bant usulü gübrelemedir. Bu gübreleme yöntemi ile bitki minerallerden daha fazla yararlanmaktadır. Bu yöntemden serpme yöntemine göre % 10 daha fazla verim alınmaktadır. Banda verilen gübre faydalılığını daha uzun süre sürdürmektedir. Serpme yönteminde verilen fosfor hızla toprağa karışırken bant yönteminde daha uzun süre dayanmaktadır. Gübre banda verildiği zaman bitki kökleri henüz fazla yetişmemişken yanındaki gübreden kolaylıkla faydalanabilmektedir. Bu sayede bitkiler daha hızlı büyüme göstermektedir.
Gübrelemenin uygulama zamanları iklime, toprak tipine ve bitkinin cinsine göre değişmektedir. Her bitki ve konum için standart gübreleme söz konusu değildir. Buna karşın bazı gübrelerin kullanılma şartları vardır. Örneğin fosforlu gübrenin kesinlikle toprağa gömülmesi gerekmektedir. Bu gübrelere yalnızca ekimden önce veya ekim sırasında kullanılabilir. Aksi halde bitki bu gübreden faydalanamamaktadır. Azotlu gübre kullanımı iste daha esnektir. Azotlu gübreler, toprakta farklı etmenlerden dolayı kayıplara uğramaktadır. İçeriği: ‘’Üre, kalsiyum amonyum nitrat (CAN), amonyum nitrat (AN) ve amonyum sülfat (AS)’tır. En çok kullanılan azot içerikli kompoze gübreler ise diamonyum fosfat (DAP), 20.20.0 ve 15.15.15 gibi kompoze gübrelerdir’’ (Aras ve Uygun, 2017, s. 23). Ekim öncesinde tüm gübre verildiği takdirde bitki için yeterli azot karşılanamamaktadır. Ekim öncesinde gübrenin yarısı verilmeli ve geri kalan kısımları bitkinin büyüme aşamalarında verilmesi gerekmektedir. Potasyum ise bazı toprak tiplerinde eksik olmaktadır. Bu gübre fosfor gibi ekimden önce toprağa verilmelidir.
2.2.4. Sulama
Sulama bitkinin yaşamı için en önemli unsurlardan biridir. Su sayesinde toprakta bulunan mineraller çözünmekte ve bitkinin bünyesine taşınmaktadır. Coğrafi konum ve iklim sebebiyle kurak bölgelerde yağışlar yetersiz kalmaktadır. Yağışın yetersiz kalmasıyla birlikte tarım alanları farklı yöntemler ile sulanmaktadır. ‘’Ülkemizde sulamada gereğinden fazla su kullanılmaktadır. Sulama şebekelerinde suyun fazla kullanılmasının başlıca nedenlerinden biri, şebekelerde su kayıplarının çok yüksek olmasıdır’’ (Çakmak, Yıldırım, Aküzüm, 2008, s. 219). Fakat küresel ısınmanın etkisiyle su olanakları da azalmaktadır. ‘’Tarımsal su kullanımı, toprak, yeraltı suyu ve yüzey sularının kirlenmesine neden olmaktadır. Suyun kirlenmesine yol açan kirleticiler sediment, bitki besin maddeleri, eriyen ve erimeyen tuzlar, tarımsal ilaçlar, toksik iz elemenletler ve patojenler olarak sıralanabilir’’ (Çakmak, Yıldırım, Aküzüm, 2008, s. 221). Aynı zamanda tarım arazileri dışında birçok alanda suya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeplerden ötürü tarımda sulama yapılması için teknolojinin de gelişmesiyle birlikte yeni yöntemler geliştirilmiştir.
2.2.4.1. Yüzey Sulama Yöntemleri
2.2.4.1.1. Salma Sulama Yöntemi
Bu yöntemde arazide eşit şekilde sulama yapılamamaktadır. İşçilikten ve maliyetten kaçınmak adına sulama kültürünün düşük olduğu yörelerde bu yöntem tercih edilmektedir.
2.2.4.1.2. Uzun Tava Sulama Yöntemi
Ot, yonca ve benzeri bitkilerin sulanmasında kullanılmaktadır. Bu yöntemde suyun akması için arazi paralel seddeler ile ayrılmaktadır. Suyun tarla başından sonuna kadar akışı sağlanmaktadır.
2.2.4.1.3. Adi Tava Sulama Yöntemi
Düz arazilerin sulanmasında kullanılmaktadır. Bu yöntem ile meyve ağaçları sulanmaktadır.
2.2.4.1.4. Karık Sulama Yöntemi
Ayçiçeği, pamuk, meyve ve sebze sulamada kullanılan bir yöntemdir. Arazide açılan karıkların eğim doğrultusunda sulamasıyla gerçekleşmektedir.
2.2.4.2. Yağmurlama Yöntemi
Mekanik püskürtücüler sayesinde doğal yağışa benzer şekilde sulama gerçekleşmektedir. Doğal koşullarda rüzgârın fazla olduğu zamanlarda sulama eşit yapılamamaktadır.
2.2.4.3. Mini-Spring Yöntemi
İnce borular sayesinde gerçekleşen yöntemdir. Küçük yağmurlama başlıkları ile su araziye eşit şekilde yayılmaktadır. Engebeli araziler için uygun olan yöntem istenildiğinde taşınabilmektedir.
2.2.4.4. Toprak Altı Sulama Yöntemi
Bu yöntemde sulama boruları toprak altına yerleştirilmektedir. İşçilik maliyetleri bu yöntemde düşmektedir.
2.2.4.5. Damla Sulama Yöntemi
En sık kullanılan yöntemlerden biri olmaktadır. ‘’Damlama sulama intansif sulu tarımda kullanılmak üzere geliştirilmiş olan bir yöntemdir’’ (Süzer, 2012). Bu yöntem ile her bitki eşit miktarda sulanmaktadır. Aynı zamanda sadece bitki odaklı sulama yapıldığından yabani otların gelişimine imkân verilmemektedir. Takviye edilmesi gereken gübreler bu yöntem ile birlikte verilebilmektedir. Bu yöntemin kullanıldığı arazilerin mahsullerinde kalite ve verim artışı gözlemlenmektedir.
2.2.5. Bitki Gelişimi
Topraklı tarımda bitkinin gelişimini olumlu ve olumsuz etkileyen birden fazla faktör bulunmaktadır. Topraktaki mineraller ve gübre desteğiyle birlikte bitkiler belirli periyodda büyümektedir. Bu yöntemde bitkinin hızlı büyümesinden ziyade sağlıklı büyümesi ve verimin yüksek tutulması amaçlanmaktadır. Fakat toprak kaynaklı patojenler sayesinde bitkiler zaman zaman olumsuz etkilenmektedir. Bu olumsuzluklar verimin düşmesine sebep olmaktadır. Aynı zamanda bitkinin büyümesinde gecikmeler yaşanabilmektedir.
Toprak içerisinde bulunan veya taşınan nematodlar bitki köklerinin çürümesine sebep olmaktadır. Yalnızca nematodlar değil aynı zamanda tek bir bitkide bulunan patojenler geç fark edildiği takdirde bulaşıcı hastalık etkisi yaratarak diğer bitkilere de yayılmaktadır. Bu durumu önlemek adına düzenli kontrollerin, gübrelenmenin ve ilaçlanmanın yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde o yıl yapılan hasatta verim oldukça düşük olacaktır. Bitkinin gelişimi etkileyen tek unsur patojenler olmamakla birlikte bu tarımda ilkim koşulları da çok etkili olmaktadır. İlkim koşullarından kaynaklı hava şartları bitkilere zarar verebilir veya strese girmelerini sağlayarak verimde düşmelere sebep olabilmektedir. Günümüzde mevsimlerin de değişmesi ve havaların dengesiz olmasıyla birlikte bitkilerin strese girme oranları oldukça artmaktadır. Her bitkinin kendine özgü özellikleri ve büyüme periyodları bulunmaktadır. Her bitkiden aynı verim alınamamaktadır. Bazı bitkiler 90 günce mahsul verirken bazıları 60 günde vermektedir. Topraklı tarım yönteminde her bitkiye özel ilgi verilememektedir. Bundan kaynaklı olarak aynı bitki türü dahi olsa aynı zamanda ve aynı boyutta mahsul verememektedir. Bitkinin bu denli gelişimini etkileyen unsurlar sadece hava şartları değildir. Gübrelemenin eşit yapılamaması veya sulama yönteminin yanlış seçimiyle birlikte her bitkinin eşit miktarda sulanamaması bu durumu oluşturmaktadır.
Araştırmalara göre alternatif tarım yöntemlerine göre toprak ile yapılan tarımda kimyasal gübrelerin kullanımıyla birlikte bitki köklerinde ki gelişim daha fazladır. Aynı zamanda bitkinin yaprak kısımları da daha büyük olmaktadır. Organik gübre kullanıldığı takdirde bitkiden elde edilen mahsul standarttan ziyade daha irili ufaklı ve şekilsel olarak bozukluklar meydana gelmektedir. Kimyasal ilaçlama ve gübre kullanımıyla birlikte daha pürüzsüz, boyutsal ve biçimsel olarak bir birinin aynısı mahsuller elde edilmektedir. Aynı zamanda ekim alanları doğru şekilde korunamadığı takdirde üretim yapılan araziye hayvanlar gelebilir ve tahribatlara yol açabilmektedirler.
2.2.6. Topraklı Tarımda Çilek Yetiştiriciliği
Çilek yetiştiriciliğinde kullanılan en ideal toprak kumlu-tınlı ve hafif topraklardır. Kireç bakımından zengin olan topraklar çilek yetiştirmeye uygun olmamaktadır. ‘’Çilek -10 oC’ ye kadar soğuk koşullarda yetiştirilebilir.’’ (Sami Süzer, 2021). Çileğin bu zorlu hava şartlarında dondan korunması gerekmektedir. Çilek çok hassas bir bitki olduğundan çevresel faktörlerden kolay etkilenmektedir. Toprağın PH değeri 6.5 dan fazla olmamalıdır. PH değer 7.0 ve üzeri topraklarda çilek yetiştiriciliği yapılamamaktadır.
Soğuk koşullara karşı dirençli olan çileğin 4 mevsim yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Kışların soğuk geçtiği bölgelerde dikim nisan ayında yapılmaktadır. Kış dikimi Ekim-Kasımda, yaz dikimi Temmuz-Ağustos ve sonbahar dikimi Eylül-Ekim de yapılmaktadır. Yazın yapılan dikimlerde verim daha fazla olmaktadır. Fide dikimi yapılırken hava serin ve nemli olmalıdır. Dikim yapılacak toprakta fidenin dikileceği yer oyulmalı ve kökler dik bir şekilde yerleştirilmelidir. Çilekte dikimden sonra sulama çok önemlidir. Kurak olan bölgelerde ilk 15 gün günde 3 defa sulanması gerekmektedir. 15 gün sonunda nemli olacak şekilde haftada 2 defa sulanması gerekmektedir. Suya karşı hassas bir bitki türüdür. Aşırı sulama söz konusu olduğunda bitkide sararma ve çürüme oluşmaktadır. Aynı zamanda hastalıklara karşı da oldukça hassas olan bu bitkinin toprağı nematodlardan tamamen arındırılmış olmalıdır. Hastalıklar bitkinin kök ve yapraklarında görülmektedir. Bu duruma engel olmak adına mutlaka sterilizasyon işleminin yapılması gerekmektedir. Topraklı tarım bütün zararlı dış etkenlere açıktır. Bu zararlı etmenlerden kırmızı örümcek ve yaprak biti gibi canlılar bitkiyi yiyerek hastalanmasına sebep olmaktadır. İlaçlama gerekmektedir.
Çilek yetiştiriciliği yapılırken en önemli noktalardan biri gübrelemedir. Toprak analizleri sonucunda hangi gübrelerin verilmesi gerektiğine karar verilmelidir. Fakat modern çilek yetiştirme yöntemi kullanırken kullanılması gereken gübre ve miktarları şu şekildedir:
‘’Ekimden önce dekar başına kullanılması gereken gübre miktarı;
8-10 kg fosfat
20-30 kg potasyum sülfat
4-5 kg magnezyum
40-50 kg kompoze gübre
Ekimden sonra dekar başına kullanılması gereken gübre miktarı;
15-20 kg amonyum nitratlı gübre
Vegetasyon dönemi 9 kg azot
10-15 kg potasyum
20-30 kg fosfat‘’ (Anonim, 2021).
Çilek büyüme evrelerinde yabani otlardan arındırılmalıdır. Aynı zamanda iklim koşullarına karşı önlemler alınarak dış şartlardan bitki korunmalıdır.
2.3. ÇİLEK
Gülgiller familyasına ait bir bitki olmaktadır. Çileği diğer meyvelerden ayıran özelliği tohumlarının içerisinde değil meyvesinin dış yüzeyinde bulunmasıdır. Çilek aslında gerçek bir meyve değildir. Meyve olarak tüketilen çilek, bitkinin çiçek tabakasıdır. Dünya üzerinde 20 den fazla çilek türü bulunmaktadır. ‘’Yaklaşık 300 yıl kadar önce Frangaria chiloensis ve fragaria virginiana türlerinin doğal melezlenmesi sonucu kültür çileği (Fragaria x ananassa) ortaya çıkmıştır’’ (Erdem ve Çekiç, 2017, s. 106).
‘’Çilek çok geniş ekolojik şartlarda yetiştiriciliği yapılan ve üretimi her geçen gün artış gösteren ürünler arasındadır’’ (Demirsoy, Mısır ve Adak, 2017, s. 72). ‘’Anavatanı Amerika olan çileğin üretimi de en çok Amerika’da yapılmaktadır’’ (Saygın, 2018). Aynı zamanda çilek yetiştiriciliğinde Türkiye ikinci sırada yer almaktadır. Çilek parlak kırmızı bir renge sahip olmasının yanında tatlı bir tadı vardır. Oldukça faydalı bir meyve olmasının yanında fazla tüketiminde alerji yapabilmektedir. ’’Çilekler ağırlıklı olarak su (% 91) ve karbonhidratlardan (% 7,7) oluşmaktadır. Sadece az miktarda yağ (% 0,3) ve protein (% 0,7) içerirler’’ (Anonim, 2016). Aynı zamanda C vitamini bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Çilek kullanım alanları oldukça geniştir. Gıdadan kozmetiğe kadar her alanda kullanılmaktadır. Gıda olarak sadece tatlı aromasının yanında yaprakları kurutularak çay yapımında da kullanılmaktadır.
2.3.1. Bazı Yerli ve İthal Yetiştirilen Çilek Türleri
Çilek tür bakımından oldukça fazla çeşitlilik göstermektedir. Sanayi alanında kullan çilekler gıda alanında kullanılan çileklerden farklıdır. Bu çilek türleri renk, boyut ve tat bakımından bir birinden farklı olup kolay ayırt edilebilmektedir. Çilek türleri arasındaki farkların oluşma sebepleri ise yetiştikleri ortamın farklılıkları, dayanıklılıkları ve verimine göre değişmektedir. Bazı çilek türlerinden her mevsim verim alınabiliyorken bazı çilek türlerinin yeniden ekiminin gerçekleşmesi gerekmektedir. Aynı şekilde bazı çilek türlerinin yüksek rakımlarda yetişmesi gerekirken bazı türler denize yakın seviyelerde yetişmektedir.
Ticari anlamda yetiştirilen çilek türlerinden albion, sweet charlie, rubygem ve festival türleri oldukça fazla üretilmekte ve pazara sunulmaktadır. Bu türlerin dışında hobi olarak yetiştirilen türlerde bulunmaktadır. Osmanlı çileği ve dağ çileği hobi amaçla üretilen çilekler arasında yer almaktadır.
2.3.1.1. Albion
Lezzet ve dayanıklılık göz önünde bulundurulduğunda en sık üretilen ve alımı yapılan çilek türü olmaktadır.
2.3.1.2. Sweet Charlie
Yapı bakımından albion cinsi kadar sert değildir. Orta sertlikte olan bu tür erken mahsul almak için uygundur.
2.3.1.3. Camarosa
Meyvesi iri ve sert bir türdür. Yaprakları açık yeşil olup meyve şekli silindiriktir. Darbelere ve uzun taşımacılığa karşı daha dayanıklıdır.
2.3.1.4. Rubygem
Koku ve tat bakımından yoğun bir türdür. Nem oranı %60’ın üzerinde olan bölgelerde yetiştirmek risklidir. Yıl boyunda hasat vermektedir.
2.3.1.5. Fortuna
Bu tür kış ve ilkbahar döneminde üretim yapılmaya uygundur. Erken sezonda pazarlanabilmektedir. Sezon boyunca şeklini koruyabilmektedir.
2.3.1.6. Festival
Lezzet bakımından orta seviyede olan bu tür taşımacılık bakımından oldukça dayanıklıdır.
2.3.1.7. Aliso
Serada yetiştirmeye uygundur. Kışları ılık geçen bölgelerde de yetiştiriciliği yapılmaktadır. Şekil bozukluklarının fazla görüldüğü bu tür daha çok reçel ve marmelat üretiminde kullanılmaktadır.
2.3.1.8. Pocahontas
Daha çok sanayi alanında kullanılan bir tür olmasının yanında her bölgede yetiştirilebilmektedir. Erken mevsim çileğidir ve lezzet aroması orta derecededir.
2.3.2. Çilek Gelişim Süreci
Çilek her toprak tipine uyum sağlayabilen bir bitki olmaktadır. Toprak ne kadar mineral bakımından zengin ise çilek boyutu o kadar büyük ve renk kırmızı olmaktadır. Çileğin gelişiminde toprağın minerali ne kadar önemliyse sıcaklık koşulları da önemli olmaktadır. -10 dereceye kadar yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Fakat ‘’26,5 °C’nin üzerindeki yüksek sıcaklıklarda ise meyve sertliği, suda çözünür madde içeriği gibi kalite parametreleri olumsuz etkilenebilmektedir’’ (Demirsoy, Mısır, Adak, 2017, s. 74). Çileğin en verimli olduğu sıcaklık 15,5 °C ve 26,5 °C arasındadır. Sıcaklık düştükçe çilekte büyüme yavaşlar fakat durmaz.
Çilek çok hızlı büyüyen ve meyve veren bir bitkidir. Çilek meyvesi toplandığı andan itibaren olgunlaşmaya devam etmemektedir. Gerekli sıcaklık ve ortam koşulları sağlandığında yapraklar 2-3 hafta içerisinde olması gereken büyüklüğe ulaşmaktadır. ‘’ Her yaprağın 1-3 ay arasında ömrü vardır’’ (Süzer, 2014). Yapraklar devamlı olarak tomurcuk vermektedir ve büyüme gerçekleşmektedir. ‘’Çilekte iyi tozlanma gereklidir, İyi tozlanmamış meyvelerde şekil bozukluğu olur. Tozlanmadan sonra meyve genelde 30-35 günde olgunlaşır’’ (Süzer, 2014). Çileğin çiçekleri ve meyvesi salkım şeklinde büyümektedir.
2.3.3. Çilek Hasat Zamanları
Hasat zamanları çileğin dikim zamanına ve yetiştirileceği yönteme göre değişmektedir. Olgunluğa ulaşmış çilekler gün aşırı toplanmaktadır. Her çilek aynı anda aynı olgunluğa ulaşamamaktadır. Çilek meyvesi hassas olduğundan toplama şekli önemlidir. Meyveden tutularak çilek koparılmamalıdır.
Örtü altı yetiştiriciliğinde veya alternatif tarım yöntemlerinde çilek daha hızlı büyümekte ve erken hasat edilmektedir. Çilek 35 günde çiçek verir ve meyve oluşumu gerçekleşmektedir. Olgunlaşma süresi ise ortamın iklim koşullarına göre değişmektedir.
‘’Kış dikiminde Ekim 15- Kasım 15 arasında dikilir ve mart ayında hasat yapılmaya başlanmaktadır’’ (Süzer, 2014). Yazın Temmuz- Ağustos aylarında dikimi yapılan çilek ise yaz boyunca büyümeye devam eder ve Şubat ayında meyve vermeye başlamaktadır. Eylül ayında dikimi gerçekleşen çilek daha kısa sürede meyve vermektedir. Fakat bu dikimden elde edilen mahsul kalite bakımından düşük ve verimsiz olmaktadır.
Alternatif tarım uygulamalarının yapıldığı çilek yetiştiriciliğinde çilek bitkisinin meyve verme süresi oldukça düşüktür. 2-3 ay gibi bir sürede meyve hasat edilebilmektedir. Bu durum bitkinin besin solüsyonunu direkt bünyesine alarak ihtiyacı olan ortamda büyümesinden kaynaklanmaktadır. Dış koşullar ve doğru gübreleme bitkinin meyve verme süresini ve ürünün kalitesini etkilemektedir.
Hasat zamanında çilekler günün erken saatlerinde toplanmaktadır. Toplanan çilekler serin ve gölge alanda bekletilmektedir. Hassas ve çabuk bozulmaya meyilli bir bitkidir. Bu sebepten ötürü toplanma ve taşımacılık titizlikle yapılmaktadır. Zamanında hasat edilmeyen çileklerde yumuşama ve renkte koyulaşma görülmektedir.
2.3.4. Çilek Kaynaklı Hastalıklar
Çilek bitkisi hastalık ve zararlılara karşı oldukça hassas bir bitki olmaktadır. Doğru ilaçlama ve koruma yöntemleri alınmadığı takdirde üründe ve kalitede kayıplar meydana gelmektedir.
2.3.4.1. Kurşuni Küf Hastalığı
Çilek yanıklığı olarak da bilinen bu hastalık çileğin kök ve çiçek kısmının aniden solup kurumasına sebep olmaktadır. Bu hastalık meyvenin olgunlaşma döneminde görülmesiyle birlikte henüz olgunlaşmadan öncede oluşabilmektedir. ‘’Lezyonların ilerlemesiyle meyvede kuru çürüklüğe neden olmakta ve nemli havalarda çürük meyve gri küf ile kaplanmaktadır’’ (Mass, 1998).
2.3.4.2. Külleme Hastalığı
Bu hastalıkta yaprak kısımlarının altında beyaz lekeler oluşmaktadır ve çileğin yaprakları yukarıya doğru kıvrılmaktadır. Hastalık ilerlediğinde yaprakta kırmızı veya mor lekeler oluşmaya başlamaktadır.
2.3.4.3. Kök Çürüklüğü
Çilekte kök çürüklüğünün birden fazla sebebi olmaktadır. Fazla sulamanın ve toprakta su birikiminin oluşmasıyla birlikte bitkinin kökü çürümeye başlamaktadır. Kil oranının fazla olduğu topraklar da daha yaygın olarak görülmektedir. Aynı zamanda ilkimden kaynaklı ısının ve nemin fazla olduğu ortamlarda da kök çürümesi görülmektedir.
2.3.4.4. Yaprak Lekesi
Yaprakta oluşan lekeler başlarda belli belirsiz olup zamanla kahverengileşmektedir. Oluşan lekeler zamanla birleşmekte ve yaprağı tamamen kurutmaktadır. Yaprak üzerinde farklı renklerde ve boyutlarda lekeler oluşabilmektedir. Renklere göre hastalık cinsi ayırt edilmektedir.
2.3.4.5. Çiçek Tripsi
Mayıs-Haziran aylarında yoğunlukları artan canlılardır. Bu canlılar çilek üzerinde %90 oranında kayıplara sebep olmaktadır. Bu tahribatın sebebi bitki özsuyunu emerek yok etmeleridir. Bunun sonucunda bitkide verim düşer ve meyvesinde şekil bozuklukları meydana gelmektedir.
2.3.4.6. Kırmızı Örümcek
Bitkide %50 oranında tahribata sebep olan kırmızı örümcekler, bitkinin yapraklarının altına yerleşmektedirler. Bitkinin mezofil yapısına zarar vererek oluşan meyvenin daha küçük boyutlarda olmasına sebep olmaktadırlar. Önlem alınmadığı takdirde meyvede tamamen kayıplar meydana gelmektedir. Mayıs ayında fazla popülasyona sahip olan örümceklerin haziran ayında popülasyonları hızla düşmektedir.
3. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
Araştırmada nitel ve nicel yöntem kullanılmıştır. Hidroponik yöntem, topraklı tarım ve çilek ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Oluşan bilgiler doğrultusunda bu iki farklı tarım uygulaması gerçekleştirilmiştir. Çilek bitkisi aynı tarihte hidroponik ve topraklı tarım yapılmak üzere ekimi gerçekleşmiştir. 2 aylık süreç boyunca bu iki yöntem gözlenmiş ve bulgular not edilmiştir. Hidroponik yöntemde tarımı yapılan çilek 8 litrelik suyun içerisinde 20.20.20 gübresi kullanılarak yetiştirilmiştir. Su içerisinde asit düzenleyici madde ve sıvı besin solüsyonu kullanılmıştır. Aynı şekilde LED ışıklandırma ve kapalı koşullarda ısı takibi yapılmıştır. 2 Haftada bir suyu değiştirilmiş ve suyun ec değeri ölçülerek takibi yapılmıştır. Topraklı tarımda ise torflu toprak bir saksı içerisinde kullanılmıştır. Bitkilerin saksı içerisinde oluşturulan oyuklara ekimi gerçekleştirilmiştir. Bu esnada toprak 20.20.20 gübresi ile desteklenmiştir. Bu gübrenin iki farklı yöntemde ki etkileri gözlemlenmiştir. Topraklı tarım da toprak daima nemli kalacak şekilde belirli periyodlar halinde sulama gerçekleştirilmiştir. Fotoğrafları çekilen çilek bitkilerinin görsel olarak büyüme aşamaları kaydedilmiş olup, kullanılan gübreleme ve ölçülen ec değerleri raporlanmıştır. Araştırma sonucunda su ve toprak kalitesi değerlendirilerek hangi yöntemde çileğin daha hızlı ve sağlıklı olduğu varsayımlar doğrultusunda belirlenmiştir. Araştırmaya ek olarak sadece torf maddesinin içerisine daha küçük bir saksının içerinde gübre verilmeden çilek ekilmiş ve bu yöntem ile çileğin gelişimi gözlemlenmiştir.
4. BULGULAR
4.1. Hidroponik ve Topraklı Tarımda (ev ortamında) Yetiştirilen Çilek
Tarımı yapılacak olan çilek cinsi yediveren olarak seçilmiştir. Bitkinin dikimi açık kök olarak gerçekleştirilmiştir. 19 Ekim 2021 tarihin de yediveren çileği hidroponik yöntem ve toprak olmak üzere iki farklı şekilde yetiştiriciliği yapılmaya başlanmıştır. Hidroponik yöntem için 8 litre su alan plastik bir ortam kullanılmıştır. Topraklı tarım için 4 kök yerleştirilmek üzere geniş bir saksı kullanılmıştır. İki yöntemde farklı şekillerde gübreleme yapılırken kullanılan gübre aynı kullanılmıştır. Bu tarım yöntemlerinde 20.20.20 toz gübre kullanılmıştır.
Hidroponik yöntem kurulurken 8 litrelik ortamda 3 adet kök yetiştirilmiştir. Bu kökler bir sünger içerisine sabitlenerek su içerisine yerleştirilmiştir. Sünger bitki kökünün nemli kalmasını sağlarken bitki üzerine su gelmediğinden büyüme doğru bir şekilde sağlanmaktadır. Sünger ortama yerleştirilirken sert bir plaka kullanılmaktadır. Süngerin tamamı su içerisinde olduğu takdirde bitki büyümesi gerçekleşmediği gibi çürüme gerçekleşmektedir. Bitkiler su ortamına yerleştirilmeden 8 litrelik su içerisine 18 gr 20.20.20 toz gübre atılmış ve tamamen su ile karışması sağlanmıştır. Gübrelenen su içeresine bitkiler yerleştirilmiştir. Bu yöntemde bitkinin oksijen alabilmesi ve gübreyi doğru bir şekilde köklere iletebilmek için hava motoru kullanılmıştır. Hava motoru devamlı olarak çalıştırılmıştır.
Bir haftanın sonunda bitki canlanmış ve yaprak oluşumu gözlemlenmiştir. Ekimden önce sarımtırak ve kurumak üzere olan gövde ve yapraklar açık yeşil renge dönmüştür. Yaprak üzerinde oldukça hızlı bir büyüme gözlemlenmiştir. Var olan yaprakların canlılığı ve büyümesi dışında yeni yaprak oluşumları da gözlemlenmiştir. Hidroponik yöntemde bitkilerin süngere yerleştirilmeden önce su içerisinde bekletilip topraklarından arındırılması gerekmektedir. Bu arındırılma işlemi tam yapılmadığı takdirde şekil 14’ deki gibi zamanla kök içerisinde ki toprak dibe çökmektedir.
Yöntem kurulduğu zaman gübresiz suyun ec değeri ölçüldüğünde değer 700 ec olarak hesaplanmıştır. 18 gr 20.20.20 gübresi suyla karıştırıldığında bu değer 1950 ec değerine çıkartılmıştır. Çilek bitkisinin yaşaması için yeterli olan bu ec değeri 1 hafta sonunda ölçüldüğünde 2100 ec değerine çıktığı gözlemlenmiştir. Bitki bu süre zarfında 18 saat boyunca LED ışıklar ile aydınlatılmıştır. Bu sayede bitkinin daha hızlı bir şekilde büyüdüğü gözlemlenmiştir.
İkinci hafta sonunda ec değeri ölçüldüğünde 2900 değeri bulunmuştur. Fazla besin ve sıcaklık etkeninden kaynaklı olarak üçüncü bitkinin öldüğü gözlemlenmiştir. Fakat sadece bu etmenler değil bitkinin kendi kökünden kaynaklı bir hastalığında ölüme yol açabileceği varsayılmıştır. Bu varsayımın sebebi ise üçüncü bitki ölürken ikinci bitkinin çiçek vermesidir. Aynı zamanda bitkide bulunan bütün sap kısımlarında yapraklar açmış ve çok canlı bir yeşil renginin aldığı gözlemlenmiştir. Ec değerinin fazla yüksek çıkması ve bitki kökünde bulunan toprakların su içerisine birikmesi sebebiyle su tamamen değişmiş ve gübreleme işlemi tekrarlanmıştır. İşlem sonucunda ec değeri 1800 de sabitlenmiştir.
- hafta sonunda bitkide oluşmaya başlayan çiçekte renk değişimi olduğu ve çiçeğin açtığı gözlemlenmiştir. Üçüncü bitkinin 2. Haftadan ölmesiyle birlikte Profesyonel olarak alternatif tarım yapan bir işletmeyle yakından görüşülmüştür. Görüşme sonucunda suyun ph derecesi daha önce ölçülmediğinden (gerekli ekipman olmadığından) işletme tarafından 8 litreye oranlı asit düzenleyici ve besin solüsyonu temin edilip suya karıştırılmıştır. Temin edilen besin solüsyonu tamamen organiktir. Aynı zamanda ölen bitki yerine yenisi dikilip, asit düzenleyici ve besin solüsyonu ile birlikte büyüme oranı gözlemlenmiştir. Yeni eklenen bitkide ölen bitkiye nazaran daha hızlı büyüme ve gelişim gözlemlenmiştir. İşletmeler ile görüşmeler neticesinde 20.20.20 gübresinin hidroponik yöntemde fazla etkili olmadığı varsayılmıştır. Bu varsayımlar 20.20.20 gübresinin 2 haftalık büyüme hızının, besin solüsyonu ile 2 haftalık büyüme hızından oldukça yavaş olduğu gözlemlenerek belirlenmiştir. Ayrıca 20.20.20 gübresinin daha yavaş olmasına karşın hidroponik yöntemin topraklı yönteme göre hala daha hızlı büyüdüğü saptanmıştır. Besin solüsyonunun verilmesiyle birlikte bitki yaprağında büyüme ve yaprak renginde koyulaşma gözlemlenmiştir. Yaprak yapısı sertleşmiş ve daha dayanıklı bir yapıya gelmiştir. Buna karşın bitki boyunda bir uzama gözlemlenmemiştir. Bitkinin kök yapısında ise yavaşta olsa büyüme gözlemlenmiştir. Aynı zamanda suyun ec değeri verilen takviyelerle birlikte 1800 olarak ayarlanmıştır.
6. haftanın sonunda açan çiçeklerden 1 tanesinin meyve verdiği gözlemiştir. Verdiği çileğin şeklinde bozukluklar gözlemlenmemiştir. Diğer köklerde ise bitkinin çiçek açtığı ve aynı oranda yapraklarda büyümeler gözlemlenmiştir. Bitkinin boyunda uzamaların meydana gelmesiyle birlikte köklerde de uzamalar gözlemlenmiştir. Aynı zamanda yeni yapraklar ve çiçekler oluşmaya başlamıştır. Suyun ec değeri 1800 de sabit tutulduğunda bitkide daha hızlı büyüme saptanmıştır. Kök içerisinde kararma veya çürüme, yapraklar belirgin bir hastalığa rastlanılmamıştır.
- haftanın sonunda bitki boyunda bir gelişim gözlemlenmezken kök gelişiminde az da olsa büyüme gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra bitkinin verdiği meyve büyümeye başlamıştır. Büyüyen meyvede girintili çıkıntılı bir göründüğü gözlemlenmektedir. Suyun ec değerinde artış gözlemlenmiş olup 1950 değerine çıkan suyun iletkenliği temiz su ilavesi yapılarak tekrar 1800 değerine ulaşılmıştır.
Bitki üzerinde sineklenmeler yoğun bir şekilde oluşmasa da 2. haftada ve 7. haftada bitki üzerinde sinek gözlemlenmiştir. 2. Haftada bitkinin ölmesine sebep olan etmenlerden biri olarak görülebileceğinden 7. haftada bitkinin yetiştirildiği yer değiştirilmiş ve sineklerden arındırılmıştır. Henüz bitki ve yapraklarına zarar gelmeden arındırıldığı için herhangi bir kimyasal ilaç bu aşamada kullanılmamıştır.
4.1.1. Ec Ölçüm Değerleri
Suyun ec değeri bitkinin su içerisindeki besinleri bünyesine almasıyla, suyu ph değeriyle ve ortam ısısı gibi etmenlerle birleştiğinde değişiklik göstermektedir. Ec değeri demek suyun iletkenlik gücü demektir. Çilek bitkisinin ihtiyaç duyduğu ec değer aralığı 1800-2200 arasındadır. Ec değerini ölçmek için kullanılan cihazın kalitesi oldukça önemli olmaktadır. Kaliteli olmayan cihazlarda değerlerin yanlış ölçülmesi sonucunda besin solüsyonu ihtiyaç duyulan zamanda verilmediğinden bitkide kayıplara sebep olabilmektedir.
4.1.2. Çilek Meyvesinin Olgunlaşma Serüveni
Topraklı tarım yapılırken kullanılan toprak kalitesi oldukça önemli olmaktadır. Bu araştırmada torflu toprak kullanılmıştır. Toprak içerisinde %40 oranında torf bulunmaktadır. Bitki toprağa dikilirken kökler kıvrılmadan düz bir şekilde toprakta oyuklar açılarak dikilmiştir. Bu sayede bitki büyürken kökleri birbirine dolanmadan büyümektedir. Köklerin birbirine yakın olmamasına dikkat edilerek dikim gerçekleştirilmiştir. Dikim gerçekleştikten sonra 500 gr su içerisine 1.25 gr 20.20.20 gübresi karıştırılarak toprağa can suyu verilmiştir.
Toprak içerisine dikilen çilek bitkisinde büyüme oldukça yavaş gözlemlenmiştir. 3. haftanın sonunda bitkinin yapraklarında canlılık meydana gelmiş olup yaprak rengi yeşile dönmüştür. Bitkinin toprağı ilk 15 gün, günde 3 defa sulanmıştır. Bu sulama aşamasında fazla su verilmemiştir. Amaç toprağın nemli kalmasını sağlamaktır. Çilek asit oranının fazla olduğu ortamları sevdiğinden ph derecesi düşük sular ile sulanmıştır. İklim toprakta çilek yetiştirmeye uygun olmadığından çileğin bulunduğu saksı büyüme aşamasında sıcak tutulmaya çalışılmıştır. Fakat bitki yeterince ihtiyacı olan gün ışığını alamamıştır. Büyüme devam ederken yeni yaprak oluşumları gözlemlenmemiş olup sadece var olan yapraklar büyüyüp renk almaya başlamıştır.
6. haftanın sonunda bitki boyunda uzama ve yaprak boyutunda genişlemeler gözlemlenmiştir. Yaprakta içe doğru bükülmeler ve bazı köklerde cansızlaşmalar meydana gelmiştir. Bunlara sebep olarak yetersiz güneşlenme, iklim koşulları ve yanlış saksı kullanımı varsayılmaktadır. Bitki, havalandırmasından ve toprak kaynaklı olarak bünyesine sinekleri toplamıştır. Bu sineklerden kaynaklı veyahut yaprak lekesi hastalığından kaynaklı olarak bazı yapraklarda kahverengi lekeler gözlemlenmiştir. 5. Haftanın sonunda bir kökte çiçek oluşumu meydana gelmiştir. Fakat 1 hafta içerisinde bu oluşan çiçeğin tohumlarının tamamen kuruduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda bazı köklerde yaprakların olması gerekenden daha yumuşak ve kırılgan olduğu tespit edilmiştir.
8. hafta içerisinde bitki de yoğun şekilde cansızlık gözlemlenmiştir. Toprak nemli olmasına rağmen bazı gövdelerde kuruluklar, yapraklarda ise tamamen kendini bırakmışlık tespit edilmiştir. Yeni çıkan yapraklar olmasına karşın olan yaprakların hastalığından kaynaklı yeni yaprakların da 1-2 hafta içerisinde öleceği varsayılmaktadır. 20.20.20 gübreleme işlemi çilek büyüme dönemi boyunca haftada 2 kere olmak üzere 1 gramdan verilmiştir. Fakat sineklenme durumu için kimyasal madde kullanılmamıştır. Bundan kaynaklı olarak yaprakların hastalandığı varsayılmaktadır.
İki tarımın yapımı sonucunda elde edilen bulgular şu şekildedir; Hidroponik yöntemde yapılan tarım uygulaması gerekli bilgi birikimi ve kaliteli malzeme kullanımı gerektirmektedir. Topraklı tarıma göre kesinlikle daha hızlı meyve vermektedir. Fakat hidroponik yöntemden agregat sistemi çilek yetiştiriciliğine daha uygun olmaktadır. Gerekli uzmanlarla yapılan konuşmalar göz önüne alındığında çilek bitkisinin uzun süre zarfında köklerinin su içerisinde kalması durumu sağlıklı olmamaktadır. Bundan kaynaklı olarak Kokopit içerisinde yetiştirilen çilek bitkisi daha sağlıklı ve verimli olmaktadır.
Hidroponik yöntem ile yetiştirilen çilek araştırmasında yalnızca bir adet meyve elde edilmiştir. Toprak içerisinde yetiştirilen bitkide ise meyve dışında bitkide büyüme dahi elde edilememiştir. Bitki yetiştirmede gübre seçiminin etkili olduğu kadar ortamın etkisi de oldukça fazladır. Bu araştırmada çilek bitkisinin derinlemesine uzun bir saksı içerisinde yetiştirilmesi uygun bulunmamıştır. Enine uzun saksılarda çilek bitkisinden daha çok verim alınacağı varsayılmaktadır. Bunun sebebi ise çilek bitkisinin kök sisteminin fazla büyümemesidir. Hidroponik sistemde tarımsal gübrenin, asit düzenleyici ve besin solüsyonunun yerine geçmeyeceği saptanmıştır. 20.20.20 gübresiyle yetiştirilen çilekte başlarda daha yavaş büyüme gözlemlenirken besin solüsyonu kullanımıyla bitkide meyve oluşumu gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra hidroponik yöntemde sinek oluşumu minimum seviyedeyken ve önlemler kimyasal maddeler olmadan alınabiliyorken topraklı tarımda önlem almak daha zor ve meşakkatli olmaktadır.
Hidroponik sistemde gereken tüm koşullar yapay olarak sağlanmaktadır. Örneğin bitki 18 saat boyunca yapay olarak LED ışıklar sayesinde aydınlatılmıştır. Fakat topraklı tarımda güneş, ısı ve havalandırma unsurları bu araştırma içerisinde yetersiz kalmıştır. Çilek bitkisi her ne kadar her mevsim ekimi yapılıyor olsa da; bu mevsimde ekilen çilek daha yavaş büyümekte ve istediği koşulları tam anlamıyla sağlayamamaktadır. İstediği ortamın sağlanamamasından ve yeterli seviyede güneş, besin oksijen alamamasından kaynaklı bitkide hastalıklar gözlemlenmiştir. Topraklı tarımda bitkinin yaprakları yumuşayıp, kendini bırakırken; hidroponik tarımda bitki yapraklarının daha sert ve canlı olduğu gözlemlenmiştir. İki yöntemin de maliyetleri göz önüne alındığında hidroponik yöntemde yalnızda sistemin kurulumuna maddi kaynak harcanırken, topraklı tarımda devamlı olarak maddi bir kaynak çıktısı söz konusu olmaktadır. Hidroponik sistemde kullanılan su gerekmediği durumlarda değiştirilmemiştir fakat topraklı tarımda toprağın devamlı olarak sulanması ve gübrelenmesi gerekmiştir.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Araştırmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda her tarım uygulamasının birbirinden farklı ve kendine özgü zorlukları olduğuna varılmıştır. Alternatif tarım yöntemleri gelecek için daha parlak ve verimli projeler olmaktadır. Bunun sebebi ise doğal kaynakları tüketmemek ve tasarruf etmektir. Buna karşın ne yazık ki hidroponik yöntem her bitkinin yetişmesi için uygun olmamaktadır. Bunun sebebi ise bazı bitkilerin kurak ortamlarda yetişmesi veya fazla su sevmemesidir. Araştırmada uygulanan çilek bitkisinin yetişmesi hidroponik yöntem dışında agregat sistemi kurularak yapılmış olsaydı daha iyi sonuçlar elde edilmiş olabilirdi. Çilek yapı bakımından hidroponik yöntemde yetişmeye uygun olsa da uzun vadede su içerisinde kalması bazı hastalıklara yol açmaktadır. Ayrıca hidroponik yöntemde kökleri aşırı uzayan bitkilerin yetiştiriciliği yapılamamaktadır. Hidroponik
yöntemde yetiştirilmeye uygun olan bitkiler ise topraklı tarıma karşı daha hızlı büyümekte ve verimi oldukça arttırmaktadır.
Alternatif tarım yöntemlerinde sürekli yeni yöntemler bulunması gibi toprak ile yapılan tarımda da her geçen gün yeni yöntemler bulunmaktadır. Bulunan yöntemler maddi yönden belli bir birikim gerektirmesiyle birlikte bitkinin hızlı büyümesi amaçlanmamaktadır. Bitkide ne kadar verimi arttırmak hedeflenmiş olsa da doğal koşullara bağlı kalan tarımda yıl içerisinde dalgalanmalar oldukça fazla olmaktadır. Hidroponik yöntemde bu tarz dalgalanmalar söz konusu olmamakla birlikte tüm kontroller üreticinin elindedir. Fakat bu yöntemin olumlu ve olumsuz bazı durumları bulunmaktadır. Bu araştırmada ev ortamında çilek yetiştirilmiştir ve sonucunda bilgi birikiminin yetersiz olduğu görülmektedir. Büyük çaplarda bu yöntem ile ticaret yapılacak ise gerekli deneyim ve bilgi birikimine sahip olunmalıdır. Aksi takdirde toprak ile yapılan tarıma kıyasla bitkide daha fazla tahribatlara yol açılacaktır. Buna karşın yeni meslek gruplarına yer açılmaktadır. Hidroponik yöntemin kurulumunda kullanılan malzemeler ve bu tarımı yapabilmek için gerekli araştırmaları yapan, tarımı takip eden kişiler yeni meslek grupları oluşturmaktadır.
Gastronomi alanının gelişmesiyle birlikte her türlü sebze ve meyvenin her mevsim bulunması ihtiyacı orta çıkmıştır. Alternatif tarım yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte tarımdan alınan mahsul daha erken elde edilmektedir. Araştırma deneyinde bu durum yakından incelenmiştir. Mevsimsel açıdan toprakta ekimi yapılan bitki uyku haline geçiş yaparken hidroponik yöntemde yetişen bitki meyve vermiştir. Elde edilen meyvenin olgunlaşma süresi oldukça kısadır. Şekil bakımından herhangi bir bozukluk ortaya çıkmamıştır. Bu durumlar göz önüne alındığında hidroponik tarımın topraklı tarıma karşı daha avantajlı olduğu saptanmıştır. Aynı şekilde zararlı canlılar topraklı tarımda bitkiye zarar verebilmektedir. Bu canlıları topraktan arındırmak oldukça zor olmaktadır. Her bitki için her ilaç uygun olmamakla birlikte uzun vadede bu durum maddi zararlara sebep olmaktadır. Hidroponik yöntemde bu tarz zararlı canlılara rastlanmadığı gibi bitkide sinek oluşumu topraklı tarıma göre minimum seviyede olmuştur.
Her iki yöntemde de tarım yapılırken kullanılan ürün kalitesi fazlasıyla önemli olmaktadır. Hidroponik yöntemde kullanılan besin solüsyonu o bitki için uygun olmadığı takdirde bitkiden istenilen verim alınamayacaktır. Aynı şekilde toprağın ihtiyacı olan besinler doğru analiz edilmediği takdirde bitkiden istenilen verim alınamayacaktır. Bu araştırmada kullanılan gübre araştırılıp iki yöntem içinde uygun bulunduğu için kullanılmıştır. Fakat yeterli bilgi birikimi olmadığından kaynaklı olarak, profesyonel bir
İşletme ile görüşülüp besin solüsyonu değiştirilmiştir. Bu sayede bitkide olması gerekenden daha hızlı büyüme ve verim elde edilmiştir. Aynı şekilde sistemin kurulumunda kullanılan maddelerde besinler kadar önemli olmaktadır. Yetiştiricilik yapılırken ölçüm aletlerinin doğru ölçüyor olması önemlidir. Hidroponik yöntemde bitkinin büyümesi için ölçüm değerleri hayati bir değer taşımaktadır. Yöntemde gerekli bütün ekipmanlar ve bilgiler eksiksiz ve kaliteli olduğunda tarımdan elde edilen sonuçlarda kaliteli olacaktır.
Her iki tarım yönteminde de ürün elde edilmesi kaçınılmazdır. Fakat bu ürünlerin üretim amacı önemli olmaktadır. Her mevsim devamlı olarak çilek elde etmek isteyen bir firma için hidroponik yöntemde yetiştiricilik yapmak daha avantajlı olacaktır. Yeterli arazisi olmayan veya iklim koşullarından kaynaklı olarak topraklı tarım yapamayan üreticiler hidroponik yöntemi seçmektedir. Fakat günümüzde teknolojinin bu denli gelişmesine rağmen geleneksel tarımı savunan büyük bir kitle bulunmaktadır. Topraklı tarımda elde edilen ürün ile hidroponik yöntem ile elde edilen ürün arasında büyük bir fark bulunmamaktadır. Yalnızca topraklı tarımda bazı zararlı canlılardan kaynaklı meyvede şekil bozuklukları meydana gelebilmektedir.
Yakın veya uzak gelecekte alternatif yöntemlerin çoğalmasıyla birlikte sistem kurulumunun maliyetleri düşebilir ve gelişen teknolojiyle birlikte yeni bitki türleri bu yöntemlerle yetiştirilebilir. Bu yöntemlerin portatif halleri piyasaya sürülebilir hale getirildiği noktada her hane evde kendi bitkilerini kendisi yetiştirebilir ve güvenilir tarım mantığını benimseyebilirler.
KAYNAKLAR
Adak, N., & Pekmezci, M. (2012). Farklı Fide Tipleri ve Yetiştirme Ortamlarının Topraksız Kültür Çiçek Yetiştiriciliği Üzerine Etkileri. Tarım Bilimleri Dergisi.
Anonim. (2020, Kasım 24). Hidroponik – Topraksız Tarım Nedir? Avantajları Nelerdir? ekolojist Web sitesi: https://ekolojist.net/hidroponik-topraksiz-tarim-nedir-avantajlari-nelerdir/ adresinden alındı
Anonim. (2021, Ekim 6). Bitkinin Tarladaki Yolculuğunun Sonu: Hasat Zamanı. asgen Web Sitesi: https://www.asgen.com.tr/blog/icerik/bitkinin-tarladaki-yolculugunun-sonu-hasat-zamani adresinden alındı
Aras, B., & Uygun, S. (2017, Aralık). Azotlu Gübreleme Esasları Ve ARrpada Azotlu Gübreleme. Ankara, Yenimahalle, Türkiye.
Bingöl, B. (2019). Alternatif Tarım Yöntemleri; Aeroponik, Akuaponik, Hidroponik. Harman Time Dergisi, 9-10-11.
Burgu, L. (tarih yok). Herkese Tarım. Herkese Tarım Web Sitesi: https://herkesetarim.com/tarimsal-uretim/hidroponik-tarim/ adresinden alındı
Demirsoy, L., Mısır, D., & Adak, N. (2017). Topraksız Tarımda Çilek Yetiştiriciliği. Antalya; Samsun.
Eker, M. M. (2011, Haziran 30). Çilek hastalık ve zararlıları ile mücadele.
Gençziraat. (2007, Eylül 6). Toprak Çeşitleri.
Gülüş, M. B. (2021, Haziran 28). İntansif Tarım (Yoğun Tarım) Nedir ? bgplantplus Web sitesi: https://www.bgplantplus.com/intansif-tarim-yogun-tarim-nedir/ adresinden alındı
Hidroponik Tarımda Bitki Yetişriciliği Rehberi. (2020, Haziran 6). hortiturkey Web sitesi: https://www.hortiturkey.com/yazilar/hidroponik-tarimda-bitki-yetisriciligi-rehberi adresinden alındı
Kafa, D. (2021, Ocak 2). Topraksız Tarım İle Organik Besinler – Hydroponics – 1. dolukafa Web sitesi: https://dolukafa.com/topraksiz-tarim-ile-organik-besinler-hydroponics-1/ adresinden alındı
KAfa, D. (2021, Ocak 21). Topraksız Tarımda Hangi Ürünler Yetişir – Hydroponics – 2. dolukafa Web sitesi: https://dolukafa.com/topraksiz-tarimda-hangi-urunler-yetisir-hydroponics-2/ adresinden alındı
Küçükkaya, S., & Özçelik , A. (2016, Aralık). Tarımda Toprak Analizi Ve Analiz Desteğinin İşletme Üzerine Etkileri. Ankara.
Ortaş, İ. (2020, Haziran 27). Türkiye’nin Güçlü Tarım Eğitimi ve Araştırmasına İhtiyacı Var. Sarkaç.org Web Sitesi: https://sarkac.org/2020/06/turkiyenin-guclu-tarim-egitimi-ve-arastirmasina-ihtiyaci-var/ adresinden alındı
Permoadm. (2021, Mart 12). Hidroponik Bitki Yetiştirme ile Topraksız Suda Bitki Yetiştirme Yöntemi. Permolitboya Web Sitesi: https://www.permolitboya.com.tr/hidroponik-bitki-yetistirme-ile-topraksiz-suda-bitki-yetistirme-yontemi adresinden alındı
Rehberi, Ü. (tarih yok). Çilek. Analiz ve Etüt Projesi. pglobal.
Saygın, Y. (2018, Mayıs 2). Çilek Nedir? Çeşitleri, Özellikleri ve Faydaları Nelerdir? bilgihanem Web Sitesi: https://bilgihanem.com/cilek-nedir/ adresinden alındı
Seral Yücel, A. Ö. (2014). Toprak Kökenli Patojenler ve Nematodlar, Toprak Dezenfeksiyonu İçin Uygulamaların Tanımı, Uygulanma Şekilleri.
Sümer, S. (1986, Haziran 30). Toprak Patojenleri.
Süzer, S. (2012, Nisan 1). Kalitek Damla Sulama. Kalitek Damla Sulama Web Sitesi: https://www.kalitekdamlasulama.com/tarimda-sulamanin-onemi-ve-damlama-sulama-yontemin-yararlari-pmn40 adresinden alındı
Şevik, M. A. (2011). Topraksız Tarımda (Hidroponik Kültür) Bitki Patojeni Virüsler. Anadolu Tarım Bilim Dergisi.
Tabider. (2014, Nisan 29). Tarım Yöntemleri.
Yücel, S., Günaçtı, H., & Öztürk, N. (2019, Mayıs). Çilek Yetiştiriciliğinde hastalık ve zararlar, toprak dezenfeksiyonu uygulamaları.
ETİK BEYANI
Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış (gerekli ise etik onay belgesi atıf) ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada orijinal olmayan her türlü kaynağa eksiksiz atıf yapıldığını, aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü yasal sorumluluğu üstlendiğime dair beyanda bulunuyorum.
Öğrenci İsim ve SOYİSİM İMZA
ESİN ŞENOĞUL
Gün/Ay/Yıl
27.12.2021
Esin Şenoğul’a aittir. Telif hakkı bulunmaktadır. Hiç bir şekilde kopyalanamaz.
Diğer Bilgi Dünyası İçin TIKLAYINIZ..