Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 29 °C
Az Bulutlu

Hristiyan Mezarlığından Gelen Garip Sesler 4

04.09.2024
61
A+
A-
Hristiyan Mezarlığından Gelen Garip Sesler 4

Hristiyan Mezarlığından Gelen Garip Sesler 4

Bölüm 4: Gizli Geçidin Ardındaki Gerçek

Hristiyan Mezarlığından Gelen Garip Sesler. Bekir Hoca, Hasan ve Ergün, ellerinde buldukları küçük anahtarın nereye ait olabileceğini çözmek için kiliseye geri dönmüştü. Ancak kilisenin karanlık köşelerinde, eski ve unutulmuş bir kapının varlığını keşfetmek düşündüklerinden daha zor olacaktı. Kasaba, gecenin karanlığına gömülmüşken, üçlünün üzerinde bir huzursuzluk bulutu dolanıyordu.

Kiliseye girdiklerinde, Bekir Hoca, kilisenin en eski bölümlerine doğru onları yönlendirdi. Kilisenin mahzenine inen dar ve soğuk merdivenlerden aşağıya indiklerinde, Hasan’ın içini ürpertici bir korku kapladı. Bu mahzen, yıllar boyunca unutulmuş, kimsenin ayak basmadığı bir yerdi. Toz ve örümcek ağları, buranın ne kadar uzun süredir kullanılmadığını açıkça gösteriyordu.

Mahzende ilerledikçe, bir kapıya rastladılar. Kapı, diğerlerine göre oldukça eski ve paslanmış görünüyordu. Üzerinde herhangi bir işaret veya sembol yoktu, ancak Sophie’nin elindeki anahtarın bu kapıyı açabileceğine dair güçlü bir his vardı. Erik, kapının üzerinde incelemeler yaparken, Bekir Hoca dua etmeye başladı. Her adım, onları Elisabeth’in sırrına bir adım daha yaklaştırıyordu.

Hasan, anahtarı titreyen elleriyle kilide yerleştirdi. Anahtar, yılların birikmiş tozuna rağmen yavaşça döndü ve bir tık sesiyle kapının kilidi açıldı. Kapı, ağır ve gıcırtılı bir sesle aralandığında, karşılarına karanlık bir oda çıktı. Bu oda, sanki yüzyıllardır kimsenin girmediği bir tür gizli kutsal alan gibiydi.

Odaya girdiklerinde, bir sunak ve sunağın üzerine yerleştirilmiş eski bir haçla karşılaştılar. Haç, Elisabeth’in elindeki freskteki haçla aynıydı. Ancak bu haç, bir şeyden çok daha fazlasıydı; sanki bir tür mühür görevi görüyordu. Haçın etrafındaki atmosfer, kasvetli ve ağırdı. Sanki yıllardır bu oda, Elisabeth’in lanetli ruhunun öfkesini barındırıyordu.

Bekir Hoca, haçı ellerine aldığında, o an kasvetli odada bir değişim oldu. Duvarlardan gelen fısıltılar yükselmeye başladı. Elisabeth’in lanetli ruhu, bu odada esir tutulmuş gibi hissediyorlardı. Hasan’ın içini derin bir korku kapladı, ama aynı zamanda bir görev bilinciyle doldu. Elisabeth’in ruhunu huzura kavuşturmak için, bu haçla özel bir ritüel gerçekleştirmeleri gerektiğini anladılar.

Bekir Hoca, dua etmeye başladı. Elisabeth’in ruhunun bu dünyadan ayrılması ve huzur bulması için gerekli olan duaları okurken, bir anda yayılan bir ışık odayı doldurdu. Ergün ve Hasan, bu ışığın onları sararken hissettikleri sıcaklık karşısında şaşkına döndüler. Ancak bu ışık, aynı zamanda odadaki karanlığı da içine çekiyordu; Elisabeth’in ruhunun öfkesi, haçın içine hapsediliyormuş gibi görünüyordu.

Dua devam ettikçe, fısıltılar azaldı ve nihayet tamamen kesildi. Oda, bir an için tamamen sessizliğe büründü. Haçın etrafındaki ışık, yavaşça solmaya başladı ve sonunda tamamen kayboldu. Bekir Hoca, haçı tekrar sunağa yerleştirdiğinde, Elisabeth’in ruhunun huzur bulduğunu ve artık bu dünyadan ayrıldığını hissetti.

Ancak tam o anda, odayı sarsan bir titreme hissettiler. Sanki kilisenin temelleri bile bu olaydan etkilenmişti. Duvarlar çatırdadı, toz bulutları havaya kalktı ve o an, hepsi bu mezarlığın lanetinden kurtulduklarını düşündüler. Ancak bu titremenin ardından, kilisenin diğer köşelerinden gelen bir çığlık yankılandı. Hasan ve Ergün korkuyla birbirlerine baktılar; bu ses Elisabeth’e ait değildi. Bu, tamamen farklı bir şeydi.

Peder Thomas, odayı terk ederken yüzünde kararlı bir ifade vardı. Elisabeth’in ruhunu huzura kavuşturmuşlardı, ama bu çığlık başka bir tehlikenin habercisi olabilirdi. Kilisenin içinde, derinlere gömülü başka bir sır mı vardı? Yoksa mezarlıkta kazandıkları zafer, onları başka bir lanetin içine mi sürükleyecekti?

Üçlü, kiliseyi terk ettiklerinde gece ilerlemiş, kasaba sessizliğe bürünmüştü. Ancak bu sessizlik, korkutucu bir belirsizliği de beraberinde getiriyordu. Bekir Hoca, Hasan ve Ergün, Elisabeth’in lanetinin sona erdiğini umarken, kasabanın başka sırlarının olduğunu biliyorlardı. Gelecek, onların bu karanlık sırları çözme yeteneğine bağlıydı.

Bu bölümde, Bekir Hoca, Hasan ve Ergün, Elisabeth’in ruhunu huzura kavuşturmak için gereken haçı bulur ve onun üzerinde bir ritüel gerçekleştirirler. Ancak kasabada yeni bir tehlikenin ortaya çıkışı, işleri daha da karmaşık hale getirir ve olaylar beklenmedik bir yöne doğru evrilir. Devam edecek….

 

 

Diğer Fıkra ve Hikayeler Bölümü İçin TIKLAYINIZ

Hristiyan Mezarlığından Gelen Garip Sesler 4

Hristiyan Mezarlığından Gelen Garip Sesler 4

Arkadaşlarınızla Paylaşın:
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. Aysel dedi ki:

    Merhaba çok ilgi ile takip ediyorum. devamı ne zaman yayınlanacak acaba?

    1. Okuokubil dedi ki:

      Bugün yarın yayınlayacağım inşallah. teşekkür ederim ilginiz için