Harabeye Dönen Köşkün Gizemli Geceleri

Harabeye Dönen Köşkün Gizemli Geceleri

Anlatacağım bu yaşanmış köşkün gizemli geceleri olayında gerçek olayın kahramanlarından olan Babaannem, bizi karşısına oturtur ve gaz lambası ışığı altında loş bir salonda başından geçen bu olayları bir bir anlatırdı. Hiç bir kelimesini bozmadan bizlere anlattığı gibi aktarmaya çalışacağım. Yıllar önce, şehirden uzak bir köyde, ormanın derinliklerinde bir köşk vardı. Bu köşk, zarafeti ve ihtişamıyla bilinirken, zamanla terk edilmiş ve harabeye dönmüştü. Köy halkı, köşkün lanetli olduğuna inanıyor ve oraya yaklaşmaktan korkuyordu. Ancak kimse nedenini tam olarak bilmiyordu.

Bir gece, macera arayan bir grup genç, köşkün içindeki sırları keşfetmek için bir araya geldi. Ellerinde meşaleler ve diğer yanlarına aldıkları eşyalarla donanmış olarak köşkün önüne geldiklerinde, gökyüzünde dolunay parlıyordu. Rüzgar, ağaçların yapraklarını hışırdatıyor ve gecenin sessizliğinde ürkütücü bir uğultu yankılanıyordu.

Kapıyı açtıklarında, köhnemiş ahşap gıcırdadı ve ağır bir toz bulutu havaya kalktı. İçeri adım attıklarında, hava soğudu ve bir huzursuzluk hissi içlerine işledi. Merdivenler, çürümüş halılar ve duvarlardaki çatlaklarla doluydu. Her adımda, eski köşkün hüzünlü geçmişi gözler önüne seriliyordu.

Gençler, köşkün büyük salonuna geldiklerinde, ortada duran devasa bir aynanın karşısında durdular. Aynanın yüzeyi, zamanla kararmış ve çatlamıştı. Ancak en ürkütücü olan, aynadan yansıyan silüetlerin sadece gençlere ait olmamasıydı. Aynada, eskiden köşkte yaşamış olanların hayaletimsi figürleri beliriyordu. Bir anda, aynadan yükselen soğuk bir fısıltı duyuldu: “Bizi kurtarın…”

Panik içinde aynadan uzaklaştılar ve üst katlara doğru koşmaya başladılar. Ancak her kapıyı açtıklarında, odalarda geçmişin izleriyle karşılaşıyorlardı. Kimi odalarda eski zaman kıyafetleri giymiş hayaletler dans ederken, kimi odalarda gözyaşı döken bir kadın figürü görülüyordu. Bir odada ise, bir çocuk yatağının yanında sessizce ağlıyordu.

Gençler, köşkün gizemini çözmek için bodrum katına inmeye karar verdiler. Merdivenlerden indiklerinde, karanlık ve rutubet kokusu daha da yoğunlaştı. Bodrumda eski sandıklar, tozlu kitaplar ve unutulmuş eşyalarla dolu bir oda buldular. Odanın bir köşesinde, eski bir günlük dikkatlerini çekti. Günlükte, köşkün sahibinin trajik hikayesi anlatılıyordu.

Köşkün sahibi, yıllar önce ailesiyle birlikte mutlu bir hayat sürerken, bir gece ansızın çıkan bir yangında herkesin hayatını kaybettiğini yazmıştı. Yangından kurtulan tek kişi kendisi olmuş, ancak bu acıyı taşıyamayarak köşkü terk etmişti. Köşk, yıllar boyunca bu trajedinin ruhlarıyla dolup taşmıştı.

Gençler, bu trajik hikayeyi okudukça köşkün lanetinin kaynağını anladılar. Yangının olduğu geceyi yeniden canlandırarak ve köşkün sahibinin ruhunu huzura kavuşturarak bu laneti sona erdirmeye karar verdiler. Alevlerin yükseldiği o geceyi yeniden yaşattıklarında, köşkün duvarlarından yükselen hayaletler birer birer kaybolmaya başladı.

Sonunda, köşkün sahibi ve ailesinin ruhları huzura kavuştu. Köşk, yıllar sonra ilk kez sessiz ve huzurluydu. Gençler, köy halkına köşkün hikayesini anlatıp, lanetin sona erdiğini söylediklerinde, köylüler bu gençlere minnettar kaldılar.

Ancak, köşk hala ormanın derinliklerinde duruyor ve cesaret edebilenler için eski gizemlerini koruyor. Kimi geceler, dolunay altında köşkün pencerelerinde beliren silüetler hala görülüyor ve köy halkı bu gizemli köşkün hikayesini nesilden nesile anlatmaya devam ediyor.

Diğer Anıların Bölümü İçin TIKLAYINIZ

Harabeye Dönen Köşkün Gizemli Geceleri